Toscano, Van Ofisi'nin 1996 yıldan beri faaliyetini sürdürdüğünü, geçen yıldan beri de daha kaliteli ve doğru hizmet vermek amacıyla personel sayısının artırıldığını belirterek, buna rağmen sınır şehirleri olan Van, Ağrı ve Hakkari'de yardım verilen dosya yükündeki artışın devam ettiğini söyledi.
8 ayda 1011 sığınmacı başvurusu
Toscano, ofise bu yılın 8 ayında bin 11 "sığınmacı"nın başvuruda bulunduğunu, 447 mültecinin kabul edildiğini belirterek, mültecilerin 3. ülkeye gönderilinceye, sığınmacıların ise dosyaları reddedilinceye kadar ilgi alanlarında olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, Kanada'dan sonra mülteci talebini en fazla kabul eden ikinci ülke olduğuna dikkat çeken Toscano, şu bilgiyi verdi:
"Geçen yıl ilk başvuruların yüzde 38'i kabul edildi. Bu yılın 8 ayında ise sığınmacıların yüzde 48'i ilk değerlendirme sonucu kabul edildi. Reddedilenler için otomatik olarak işleyen temyiz süresinde ise yüzde 14 kabul oldu. Geçen yıl sığınmacı olarak başvuranların yüzde 47'si, bu yılın 8 ayında ise yüzde 60'ı mülteci kabul edildi.
Bekleme süresi
Toscano, sığınma talebinde bulunacak insanların durumunun yasallaşması için Türkiye sınırlarına girdikten en geç 10 gün içinde Türk makamlarına başvurması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
* Böylece illegal yolla Türkiye'ye giren ve sığınma talebinde bulunan bu insanlara, (geçici koruma) sağlanmış oluyor. Kayıt yaptırmayanlar ise yakalandıklarında geri gönderiliyorlar.
Statü belirlenmesinde hükümetle işbirliği içinde çalıştıklarını vurgulayan Toscano, sığınmacının ilk başvurudan 2 ay sonrası için ilk görüşmeye çağrıldığını, kişiye göre bu sürecin değişmekle birlikte mümkün olan en kısa sürede dosyanın incelenmeye çalışıldığını anlattı.
Toscano, işlemleri hızlandırmak için iyi yetişmiş eleman sayısının artırmak gerektiğini dile getirerek, "mülteci" kabul edilenlerin 3. ülkelere gönderilmesi süresinin ise ortalama 7 ay sürdüğünü bildirdi.
Mülteci kabul edenler
Toscano, Türkiye'den ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve İskandinav ülkelerinin mülteci aldığına işaret ederek, bu ülkelerin hepsinin ayrı göç yasaları bulunduğunu söyledi.
Mülteci kabul edildikten sonra ekstra bekleme sürecinin başladığını anlatan Toscano, şöyle devam etti:
* Mülteci kabul edilen kişinin dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak en kolay ve hızlı hangi ülkeye yerleştirilecekse o ülke büyükelçiliğine sunuluyor. Zaman zaman bazı zor dosyalar oluyor ve bazı ülkelerin göç yasasına uygun özellik taşımayan dosyalar reddediliyor. Bu da bekleme süresini otomatikman uzatıyor. Gecikme, 3. ülkelere yerleştirmede dosyanın taşıdığı negatif unsurlara bağlı olarak değişebiliyor.
Afgan mülteciler
ABD'deki terör olayının Afgan mülteci başvurusuna herhangi bir etkisi olmadığını kaydeden Toscano, "Başvuranların sayısında değişiklik yok. İleride başvuru olup olmayacağı konusunda şimdiden yorum yapmak doğru olmaz" dedi.
Mültecilere büyük destek
Toscano, mülteciyi korumak için yerel halk ve sivil toplum örgütleriyle işbirliğine büyük önem verdiklerini vurgulayarak, "Van'da yerel halkın mültecilere büyük desteğini görüyoruz. Mülteciye, doğru yardım hayat şartlarının iyiye gitmesi için çok önemli. Yerel halkın, yardımlarının mülteciler üzerindeki psikolojik etkisi büyük" diye konuştu.
Mülteci, sığınmacı, göçmen nedir?
Bazı siyasi ve sosyal gelişmelerden mağdur olmuş, yardıma ihtiyaç duyan kişiye "mülteci", ülkesini terk ederek mülteci olduğu iddiasıyla bir başka ülkeye sığınan, ancak henüz mülteci olup olmadığı hakkında yetkili ulusal otoriteler ve BMMYK tarafından karar verilmemiş kişiye ise "sığınmacı" deniyor.
Göçmen ise çoğunlukla ekonomik ve kültürel nedenlerle, daha iyi bir yaşam standardı beklentisiyle ülkelerini terk ederek başka bir ülkeye yerleşen kimselerdir. Bu nedenle, ekonomik nedenlerle göç edenlerle mülteci ve sığınmacıları ayırmak gerekir ki, ekonomik nedenlerle göç edenler BMMYK Ofisi'nin ilgi alanına girmemektedir.
Türkiye'deki Avrupalı olmayan mülteciler ve sığınmacılara yardım programı , aylık yardımlar, hassas gruplara yiyecek yardımları, sağlık ve barınma masrafları, yerel seyahat harcamaları, statü belirlenmesini bekleyenlere sosyal ve hukuki danışmanlık ve üçüncü bir ülkeye yerleştirme şeklinde devam ediyor. Türkiye, mültecilerin statüsüne ilişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi ve 1967 protokolüne taraf ve yükümlülüklerini Avrupa'dan gelen sığınmacı ve mültecilerle sınırlamış bir ülke konumunda.(YÖ/NU)