Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği ve Dicle Fırat Gazeteciler Deneği üyeleri, gazetecilere yönelik artan baskılara ilişkin Beyoğlu’ndaki İnsan Hakları Derneği’nde basın toplantısı yaptı.
Suriye’de haber takibi yapan Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ın siha saldırısında katledilmesine karşı Şişhane'de basın açıklaması yapmak isteyen gazetecilerin tutuklanmasına karşı İHD İstanbul Şubesi'ndeydik.
— Aralık Feminist Kolektif (@aralikfeminist) December 25, 2024
Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın, yaşasın özgür basın! pic.twitter.com/eK2ek5ecJo
"SİHA ile öldürülen gazeteci sayısı 5"
Çok sayıda sivil toplum örgütü ve sendikanın destek verdiği toplantıda basın açıklamasını okuyan Yeni Yaşam gazetesinden Ezgi Çadırcı şöyle dedi:
Kuzey ve Doğu Suriye’de haber takibi yaptıkları sırada Türkiye'ye ait SİHA ile yapılan saldırıda gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin yaşamını yitirdi. Bu Türkiye’nin SİHA ile gazetecileri hedef aldığı son saldırı değil. Son 5 ayda Ezidi gazeteci Murad Mirza İbrahim'in Şengal'de, gazeteciler Gülistan Tara ve Hero Bahadîn'in Süleymaniye'de SİHA saldırısına uğraması ile birlikte yaşamını yitiren gazeteci sayısı 5 oldu.
Gazeteciler ülke içinde gözaltı, hapis, darp, engellenme gibi sayısız hak ihlali ile boğuşurken, komşu ülkelerin topraklarında ise suikastlare uğruyor.
Gazetecilik mesleği giderek en tehlikeli meslekler arasına girerken, mafya baronları, uyuşturucu tacirleri, kadın ve çocuklara şiddet uygulayan, katleden, taciz, tecavüz, istismar saldırısında bulunanlar, yolsuzluk yapanlar güven içinde hareket ediyor ve yaşıyor. Bugün bu ülkede gazeteci olmak, mafya baronu olmaktan daha tehlikeli!
İsrail'in Filistin'de gazetecileri hedef alan saldırılarını 'kınayan' iktidar, bizzat kendisi İsrail ile aynı yöntemleri kullanarak gazetecileri hedef alıyor.
Gazeteciler, iktidarın hoşlanmadığı her haber için adliye koridorlarını aşındırırken, Özgür Basın mensuplarının payına bu baskıların iki katı düşüyor. Özgür Basın çalışanları yaptıkları haberler için sadece dava, hapis, gözaltı ile uğraşmıyor, hayatlarıyla da sınanıyor. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin bunların son halkası oldu.
Hem uluslararası hukuk hem de anayasa ve yasalar, çatışma bölgelerinde kamuoyunu bilgilendiren gazetecilerin korunmasını şart koşar.
İstanbul Barosu'nun açıkladığı gibi, "Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınması, Uluslararası İnsancıl Hukukun ve Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali niteliğindedir. Dahası, savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınması, Roma Statüsü 8/2/b/ii. maddesinde savaş suçlarından biri olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla, silahlı çatışma bölgesinde görev yapan gazetecilerin korunmasına ilişkin kurallar, Uluslararası İnsancıl Hukukun bünyesindedir."
SİHA ile gazetecileri hedef almak suçtur.
İktidar, yavuz hırsız gibi suçunu örtmek için ev sahibini bastırma politikası izliyor.
Çatışma bölgelerinde hayatlarını korumakla mükellef olduğu gazetecileri hedef aldığı yetmemiş gibi gazetecilerin katledilmesini protesto eden gazetecileri de hedef almaktadır. İstanbul'da anayasal bir hak olan basın açıklamasına katılmak isteyen gazeteci arkadaşlarımız, tüm yasalar çiğnenerek, anayasa ayaklar altına alınarak işkence ile gözaltına alınmıştır. Gazeteci arkadaşlarımız Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın, Can Papila ile gazetecilerle dayanışan yurttaşlardan Hacı Ugis ve İmam Senol tutuklanmıştır.
Bununla yetinmeyen iktidar, gazetecilerin katledilmesine tepki gösteren bir paylaşım yapan gazeteci Seyhan Avşar, olayı haberleştiren T24, hukuku hatırlatan İstanbul Barosu'na da soruşturma açmıştır. Yetmemiş Gazeteci Özlem Gürses hakkında da Suriye'deki gelişmelere dair söylediği sözler yüzünden ev hapsi verdi.
Gazetecilere yönelik dört koldan bir saldırı başlatılırken eşzamanlı olarak katliama karışmış DAİŞ üyeleri sokağa salınmaktadır. Önce Atatürk Havaalanı'na saldırıp 45 kişinin katledildiği saldırıya ilişkin davada 6 DAİŞ'li tahliye edildi. Ardından DAİŞ'e finansman sağlayan 18 DAİŞ üyesi tahliye edildi.
Katliam yapan katiller bırakılırken gazeteciler tutuklanıyor.
Biz biliyoruz ki burada hedef alınan hakikattir! Çünkü son dönemde Kuzey-Doğu Suriye'de olan bitenlere dair kamuoyunun dönüp baktığı temel kaynaklardan başında Nazım Daştan ve Cihan Bilgin geliyordu. Ve tam da bu yüzden hedef oldular. Çünkü gerçeğin gücü daima egemenleri, iktidarları korkutur. Çünkü halkın gerçeğin gücünü keşfetmesi her baskıcı iktidarın kabusudur. İşte gazeteciler bu keşfin aracılarıdır ve o yüzden hedeftir.
Ancak asla vazgeçmeyeceğiz, asla! Gazeteciliğin onurunu her koşulda savunacağız!
Gazeteci arkadaşlarımız derhal bırakılmalıdır! Yaşasın Özgür Basın!
İstanbul'da Nazım Daştan ve Cihan Bilgin protestosu: 30 gözaltı
Öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin kimdir?
Ne olmuştu?
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Suriye’de haber takip ederken Türkiye SİHA’ları ile öldürülmesini Cumartesi günü (22 Aralık 2024) Şişhane Meydanı’nda protesto etmek için bir araya geldiklerinde gözaltına alınan çok sayı kişiden 17’si savcılık ifadelerinin ardından aynı gece saatlerinde serbest bırakıldı.
Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 9 kişi tutuklandı.Tutuklanan gazeteciler: Gülistan Dursun, Can Papila, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın. Tutuklanan diğer isimler: Haci Ugis, İmam Senol.
Adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edilen gazeteciler Zeynep Kuray, Yadigar Aygün, Mahsum Sağlam ile Yağmur Filiz ve Pelin Laçin adli kontrol ile serbest bırakıldı.
(EMK)