Avukatların mesleğini icra ettiği her yerde hak ihlaline uğraması, ülkemizde kontrolsüz bir şekilde hukuk fakültesinin ve avukat sayısının hızla artması, avukatların ekonomik ve özlük haklarının hala iyileştirilmemiş olması, ücret tarifesindeki adaletsizlik, mesleki sorunların başında yer alıyor.
Avukat mesleğine ilişkin yedi başlıkta mesleki sorunları Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren bianet için değerlendi.
"Kariyer endişesi artıyor"
Artan kontejanlar ve mesleki nitelik endişesi
Türkiye'de özellikle son 10 yılda hemen hemen her kentte bir hukuk fakültesi var. Hukuk fakültelerinin sayısının bu denli artması üniversitesi yerleştirme sınavı ile birlikte üniversite yerleştirme sıralamasının geriye çekilmesi sebep oldu. Artan kontejanlar ve fakültesi sayısı mesleki nitelik kadar kariyer endişesi de yartıyor.
“Bir anda barolara yoğun bir şekilde stajyer avukat başvurusu başladı. Avukat sayısı da buna paralel arttı. Bu kadar çok mesleği icra edecek kişinin bölüm okuma imkanı sağlıyorsanız. Bu insanların mezuniyetten sonraki iş hayatına dair de bir planlamayı ve ekonomik anlamda mesleklerini icra edebilecekleri koşullarını da yaratmak lazım. Türkiye'de maalesef hukuk fakültesi ve kotejanlardaki artışı çalışabilecekleri alan ile paralel olarak genişlemiyor.
"Ücretler iyileştirilmeli"
Çalışma alanların daralması
Kontenjanların artışlarının değerlendiren Eren, yaratılan mevcut sorunları derinleştirdiği gibi doğru planlanmayan yetkilendirmelerin de alan kayması yarattığını vurguluyor:
“Aslında avukatların çalışabileceği birçok alan noterlere, sigorta şirketlerine ya da farklı sektörlere çalışma yetkisi verildi. Tabi ki de bu sektörlerin alanların daraltılmasını kast etmiyoruz ama en azından avukatların da yapabileceği birçok işlem için yetkilendirilmeleri ile alan daralmasının önüne geçebilir.”
Stajyer avukatların çalışma koşulları
Avukatlık ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar mesleğin ilk adımı olan stajyerlikte karşı karşıya geliyorlar. Avukatların bir yıllık zorunlu staj sürecinde yaşadıkları sorunları Eren şu cümleler ile anlatıyor:
“Stajyerler açısından ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar var. Avukatlar bu 1 yıllık zorunlu staj süresi boyunca ekonomik anlamda desteklenmiyor. Örneğin son zamanlarda İntern doktorlar -öğrencilik durumları devam eden 6 sınıf tıp öğrencileri- için asgari ücret düzeyinde karar güzel bir uygulamaya karar verildi hatırlarsanız.
"Yine aynı şekilde stajyer hakim ve savcılar staj sürelerinde ücretlendirme mevcut. Fakat bir yıllık staj sürecinin 6 ayını adliyede mahkeme ve savcılık Mahkeme ve savcılık, geri kalan kalan 6 ayı bir avukat nezdinde gören stajyer avukatlar için böyle bir uygulama yok. Bu anlamda bu konu iyileştirme ihtiyaç var.”
Gelir durumununda yoksun olmanın yanında stajyer avukatlar bu süre boyunca sigortalı olarak da çalışmıyor.
Avukat olmadan hiçbir şey olmuyor
"Rakamlar arasındaki uçurumlar giderilmeli"
Zorunlu müdafiliğin yarattığı ekonomik uçurum
Avukatta başladıktan sonra genç avukatların yani mesleğe yeni başlayan avukatların ilk kazanç basamaklarından biri Ceza Mahkemesi Kanunu’ nun zorunlu kıldığı çocuklar, engelliler ya da kısıtlılara yönelik zorunlu müdafilik sistemi.
Avukatlık hizmetini yerine getirmek üzere zorunlu müdafilik sistemi ile dosyayı kabul eden avukatın avukatlık ücret tarifesindeki yetersizlikle karşılaşmış oluyor.
“Örneğin bugün yine Adalet Bakanlığının 2022 yılı için Örneğin öngördüğü bir ağır ceza dosyasındaki serbest avukatın alacağı ücreti 10 bin türk lirasının üzerinde belirlerken zorunlu müdafilik sisteminde aynı hizmeti gören genç bir meslektaşımıza tarifenin öngördüğü ücret 2500 TL civarında. Vergiler düştükten sonra meslektaşımız 2 bin TL’nin altında bir ücret almış oluyor. Bizim itirazımız özellikle CMK dosyaları için asgari avukatlık ücret tarifesindeki ekonomik uçuruma. Rakamlar arasında bu uçurumun giderilmesi lazım.”
Yetersiz asgari avukatlık ücret tarifesi ve hesaplanmayan enflasyon oranı
Türkiye Barolar Birliği'nin sunduğu nihayetinde Adalet Bakanlığı onayı ile yürürlüğe giren ve hala geçerli olan resmi avukatlık asgari ücret tarifesi 1 Kasım 2021’de yürürlüğe girdi.
“Enflasyonun resmi verilere göre yani serbest piyasadaki enflasyon oranını bir tarafa bırakalım resmi birçok alanda memur maaşlarına asgari ücrette iyileştirmeler yapılırken maalesef bu tarifede bir düzenleme yapılmadı.
"Aslında rutin artış dönemine girdik, öncelikle yeni tarifenin enflasyona göre düzenlenmesi yani önceki yılan ücret tutarının bir revize edilmesi ve zamın buna göre eklenmesini gerekli.
"Bu düşünüldüğünde yürürlükten olan tarife ile yapılması gereken ile arasında çok ciddi bir değişiklik olması gerektiğini belirtmekte fayda var. Diyarbakır Barosu dahil birçok baro bu konuda açıklama yaptı. TBB’nin yeni asgari ücret tarifesine ilişkin Adalet Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler devam ediyor.”
“Bizler, adalet mekanizmasının saç ayaklarından önemli birini oluşturuyoruz. Bireylerin hak arama özgürlüğünü, adil yargılanma hakkını savunuyoruz. Ama tabii mesleğimiz icra ederken de mesleğinizin onuruna yakışır bir ücretlendirme ile yapmak isteriz. Yani yaptığımızın işin ekonomik anlamda bir angarya dönüşmesini asla kabul etmiyoruz.
"Bu anlamda ülkedeki ekonomik sıkıntılardan eşdeğer bir iyileştirme ve düzeltme olmadığı sürece biz de bu konuda çok ciddi eylem sürecini gireceğiz.”
Masumiyet karinesinin ihlali: Ruhsatsız Avukatlar
Madde 5/3: Adayın birinci fıkranın (a) bendinde yazılı cezalardan (Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…)(1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık) birini gerektiren bir suçtan dolayı hakkında kamu davası açılmış olması halinde, avukatlığa alınması isteği hakkındaki kararın bu kovuşturmanın sonuna kadar bekletilmesine karar verilebilir.
Türkiye'de özellikle 2016 darbe girişiminden sonraki süreci ile konuda ciddi şekilde hakim ve yargıçların ihracın sonra daha doğrusu HSYK tarafından görevden uzaklaştırıldıktan sonra birçoğu avukatlık mesleğine başlayanlar ve ikinci kategori olarak da örneğin üniversite yıllarında ki herhangi bir demokratik eylem/etkinlik ya da ifade özgürlüğünü kapsamında protesto edip yargılanan avukatların ruhsatları askıya alındı.
“Türkiye'de malum biliyorsunuz düşünce özgürlüğü anlamında yaptığınız her eylem/etkinlik bir şekilde örgütsel faaliyet olarak soruşturmalara konu oluyor.
"Yani evet bir ihraç edilen hakim ve yargıçların ya da herhangi bir kamusal görevden dolayı ihraç edilenler gibi bir çok meslektaş kovuşturmaları yani yargılama devam ederken ruhsatları askıya alındı. Ruhsat verme onayı öncelikle baroların elinde. Baro olarak bir baro henüz yargılanması devam eden mahkumiyet giymemiş bir meslektaşın başvurusunu kabul ediyoruz. Aksi bir uygulama masumiyet karinesini ihlal edici bir karadır.”
“Avukatlık ruhsatının iptali masumiyet karinesine aykırı”
Masumiyet karinesine aykırı olduğu için 1986 yılında çıkarılan ve yaklaşık 30 yıldır uygulanmayan kanun metni, 2016 yılındaki Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası uygulanmaya başlandı.
Avukatlık Kanunu’nun 5. Maddesinin 3. Fıkrası olan bu madde ile Adalet Bakanlığı, baroların yetkisini gasp ediyor. Stajını tamamlayan ve avukatlık ruhsatına hak kazanan avukatların ruhsatları, Avukatlık Kanunu’ nun 5/3 maddesine dayanılarak iptal ediliyor. Baroların kabul ettiği ruhsatları iptal yetkisi TTB’nin İptal etme gibi bir etme gibi bir yetkisi olmamakla birlikte söz konusu iptali Adalet bakanlığı “idareyi durdurma kararı olarak veriyor. Son verilere göre yaklaşık 1500 avukat ruhsatın askıya alınması ile birlikte “ruhsatsız avukat” olarak anılıyor.
"Avukatlık mesleğini yapmalarına izin verilmeyen kaç kişi var?"
Son baro seçimi ve toplumsal karşılığı
“Başkan değişikliğinin yargı mekanizmasını buçuk değişimlerden icrasında ya da pratiğinde bir değişiklik olmadı.Bu birazda mevcut iktidarın yargı üzerindeki etkisi ile ilgili. Bugün hala Türkiye'de tarafsız bağımsız yargı sorununu tartışıyoruz. Türkiye'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ya da Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor. Seçim avukat mesleği ya da avukatlar ile ilgili tabii ki bir değişim yarattı ama yargı pratiği açısından çok da iç açıcı bir tablo maalesef hala yok.
“Seçim toplum tarafından takip edildi, önemli görüldü. Tabii hukuk camiasında daha çok önemli görüldü. Biliyorsunuz barolarda ciddi bir değişiklik yapılmıştı: Çok sistemine geçilmiş, Türkiye’de iktidarı kendisine yakın baroları oluşturma gibi bir saik herkes tarafından görülmüştü. İstanbul'da, Ankara'da 2 No'lu Barolar kurulmaya başlandı. Ki biz hep söyleriz “yargı, savunma bağımsız olmalı” sloganını. Zaten mesleğimizin gereği baroların, avukatların bağımsızlığı en önemli ilkemiz, en önemli prensibimizdir.
"Maalesef o süreçte çoklu baroların oluşturulma sürecinde dönemin TBB Başkanı ve yönetiminin bir kısmının maalesef gereken reaksiyonu göstermediğini biliyoruz. Bu yasaya karşı duruş açısından iktidarla eşdeğer bir pozisyon aldılar. Bu da hukuk camiasında rahatsızlık uyandırdı. Zaman zaman Türkiye'nin temel sorun alanlarına yönelik tutumları da hukuk camiasında rahatsızlık uyandırdı.
“Bu tür önemli meslek örgütlerinin başında ki kişilerin siyasal çeşmelerdeki toplum tarafından izleniyor. O tutum ve pozisyonunda yarattığı bir etki ile seçimler gerçekten önemsenmişti.
“Bu anlamda daha değişik tamamen yeni bir değişim olmasa da Birliği'nde yeni bir başkanın ve yönetimin -Erdinç Bey’in ve listesinin- bölge barolarında göreve geldikten sonra Türkiye Barolar Birliği’nin şu sloganı Önemli bir slogan yani adalet arayışta olan her yurttaşın Hak adalet arayışı olan her avukatın yalnız bırakılmayacağına dair taahütleri vardı.
"Şenyaşar ailesini ziyareti, Roboski’ye gidişi, toplumsal ifade alanında ya da kamuoyuna yansıyan önemli davalarda TTB’nin bir temsiliyetinin oluşmaya başladığını görmek güzel. Bu alandaki değişim toplum tarafından da gözlemlendi.”
Baro başkanları sonuç bildirgesi: Avukatlara yönelik şiddeti durdurun
“Son 6-7 yılda Türkiye de özelinde Diyarbakır için söylediğimiz zaman çözüm sürecinin bitmasiyle başlayan bitmesine süreç yeni güvenlikçi politika anlayışı Kürt meselesinin çözümü açısından daha doğrusu çözüm iradesi uzak salt güvenlikçi bir yaklaşım iktidar tarafından ortaya kondu.
"Sonra darbe girişimi ile birlikte özgürlük alanında ciddi daralmalar yaşanmaya başlandı. basit tanımıyla iktidarın çalışma ya da bakış açısına farklı bir duruş dile getiren herkes potansiyel suçlu pozisyonunda soruşturma altına alındı.
"Tabii her alanda iktidarın bu yaklaşımına karşı duruşu barındıran mücadele eden barındıran da barolar ve avukatlar oldu. Çünkü AVukatlara ve barolara yüklenen bir sorumluluk var: İnsan haklarını korumak ve bu kavramlara işlevsellik kazandırmak.
"Ülkede İnsan hakları alanında bir daralma yürütülüyorsa siz bunun savunuculuğunu üstlendiğiniz zaman hedef haline geliyorsunuz. genel anlamda avukatların hak ihlalaerine karşı duruşu hedefe haline getirilmekle birlikte soruşturmalara da konu oluyor.”
(HC/EMK)