“44 yıldır soruyoruz: Nurettin Yedigöl nerede?”

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 1047. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı’nda, polis bariyerlerinin önünde yapıldı.
1047. haftada, 1981 yılında gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl ve 44 yıldır hakikate ve adalete ulaşma hakları ihlal edilen Yedigöl ailesi için bir araya gelindi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Besna Tosun tarafından okunan açıklamada, sosyalist gençlik hareketinde aktif olarak yer alan Yedigöl’ün, 12 Nisan 1981tarihinde gözaltına alındığı ve kaybedildiği hatırlatıldı.
“Tüm kayıplarımız için adalet”
Nurettin Yedigöl’ün ebeveynleri İsmail ve Zeycan Yedigöl’ün adalet mücadelesine dikkat çeken Tosun, “Bugün bizler, onların bıraktığı yerden; devletin resmi söylemlerine karşı hakikati, adaletsizlik üreten yargı sistemine karşı evrensel hukuku savunmaya devam ediyoruz,” dedi.
Açıklama, şu sözlerle sonlandırıldı:
“Kaç yıl geçerse geçsin, Nurettin Yedigöl için, tüm kayıplarımız için adalet talep etmekten; devletin evrensel hukuk normlarına uygun hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”
Nurettin Yedigöl’ün kaybedilmesi ve adalet mücadelesi
Erzincan doğumlu, Nurettin Yedigöl, 1970’li yıllarda üniversite eğitimi için İstanbul’a geldi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Öğrencilik döneminde ve sonrasında sosyalist gençlik hareketinde aktif olarak yer aldı. 12 Eylül Askerî Darbesi sonrası hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 12 Nisan 1981tarihinde İdealtepe’de bir eve düzenlenen baskınla gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe 1. Şube’sine götürülen Yedigöl, burada ağır işkenceye maruz kaldı. İşkenceyle öldürülen bedeni kaybedildi. Baba İsmail Yedigöl, 12 Eylül’ün yarattığı baskı ortamına rağmen, başta Kenan Evren olmak üzere tüm ilgili makamlara başvuruda bulundu. Ancak kendisine İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından, Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı ve böyle bir kaydın bulunmadığı yönünde cevaplar verildi.
Buna karşın 10 kişi, Nurettin Yedigöl’ü siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti ve “Şahidiz, işkencede öldürüldü” şeklinde beyanda bulundu. Ancak savcılık bu tanıklıklara karşılık, “Böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın” demekle yetindi.
Ailenin ısrarlı suç duyurularına rağmen sonuç alınamadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen üç ayrı soruşturmada, zaman aşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Anne Zeycan Yedigöl, son olarak 15 Şubat 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Ancak AYM, 10 Aralık 2015 tarihinde, başvuruyu zaman bakımından yetkisizlik gerekçesiyle kabul edilemez buldu. (Başvuru No: 2013/1566) Suçun ağırlığını ve özgün niteliklerini dikkate almayan bu kararla iç hukukta hakikatlerin ortaya çıkarılması ve faillerin tespit edilip cezalandırılması imkânı engellenmiş oldu. Aile son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
İsmail ve Zeycan Yedigöl, hayatlarının sonuna dek oğullarını aradılar. Ancak ne Nurettin’e ne de adalete ulaşabildiler.
(VC)