Fotoğraf: DEVA
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Erzurum İl Kongresi’ne katıldı.
Kongrede konuşan Babacan, basın özgürlüğüne, parlamenter demokrasiye, yoksulluk sorununa ve Kanun Hükmünde Kararnamelere (KHK) değindi.
Babacan’ın konuşması özetle şöyle:
“Bugün Dünya Yoksullukla Mücadele günü. Pandeminin de etkisiyle son dönemde çok sayıda işyeri kapandı. Pandemiden evvel başlayan ve devam eden ekonomik krizle işsiz, gelirsiz ve yoksul nüfusumuz arttı. Hükümet ise, vatandaşlarının yoksullaşması karşısında etkili bir şey yapamadı. Avrupa Birliği kriterlerine göre hesap ettiğimizde ülkemizde 17 milyon yoksul insan bulunuyor.
Biz, yoksulluğu ortadan kaldıracak politikalar uygulayacağız. İhtiyacı olanı biz gidip bulacağız ve yardım edeceğiz. Biz bu yardımları lütuf olarak değil, aile ve hak bazlı yapacağız.
“Milliyetçilik askıya ekmek koymak değil”
“‘Askıda ekmek’ diye bir proje başlattılar. Bundan hiç utanmıyorlar mı? Adaleti, insan haklarını, demokrasiyi askıya alırsanız o ekmeği de askıya koymak zorunda kalırsınız. Bu, iktidarın bir ortağının vatandaşının ekmek parasına muhtaç kaldığını açıkça ilan etmesi demek. Söze gelince, yerli ve milli diyorlar. Milliyetçilik askıya ekmek koymak değildir.
“Son 4 senede bu ülkede OHAL bahane edilerek bir KHK zulmü uygulanıyor. Bağımsız ve tarafsız yargı kararı olmadan tam 125 bin 678 vatandaşımızın işine son verildi. OHAL KHK’ları ile hukuku yok sayarak, herkesin ismini tek tek bir kararnameye yazdılar, herkesi bir sepete attılar, işlerine, aşlarına son verdiler. KHK ile işine son verilen vatandaşlarımızın büyük bir kısmı yargı tarafından aklandı. Ama işlerine geri dönemediler. Özel sektör de çekindiği için işe almadı.
“Devlet vatandaşını ekmeğe muhtaç etmez”
“Güçlü devlet, vatandaşını ekmeğe muhtaç bırakan devlet değildir. Güçlü devlet, gazetecilerini aydınlarını hapse atan devlet değildir. Güçlü devlet, hukukun üstünlüğü ilkesini çiğneyip güç gösterisi yapan devlet değildir. Güçlü devlet, özgürlüklerin kısıtlanmasını bir marifet sayan, doğarken kimlik kartı verdiği vatandaşını kimsesizliğe terk eden devlet değildir.
"Bağımsız ve tarafsız yargı makamlarınca haklarında kesinleşmiş karar verilmemiş herkes masumdur. Bu kişilerin özlük hakları iade edilmelidir. İtibarları iade edilmelidir. Yapılan hukuksuz işlemler nedeniyle maruz kaldıkları tüm zararlar telafi edilmelidir.” (RT)