Seminere Fransa`dan Anti CPE (ACPE) mücadelesini yürüten sendika ve öğrenci örgütlerinin temsilcileriyle bir çok ülkeden hareketi destekleyen emek örgütü temsilcileri konuşmacı olarak katıldı.
Seminerde öne çıkan ortak çağrı şu oldu: "Fransa`da CPE`ye karşı mücadelenin başarılı olmasında en büyük pay kolektif amaç birliğiydi. Bu bizlere dünyanın daha eşit bir yer olabilmesinde kolektif olarak hareket etme zorunluluğu getiriyor."
"Fransız öğrenciler kendi haklarını nasıl savunacaklarını öğrendiler"
Anti CPE hareketinden üniversite öğrencisi Kamel Tafer, protesto olaylarına ilişkin farklı açılımlara değindi.
* Her şeyden önce bu hareket uzun bir döneme yayılıyor. Maalesef öğrenciler eylemler nedeniyle üniversitedeki derslerine katılamadılar. Bu olumsuz bir etki.
* Hükümeti öğrenci hareketiyle zorladık. İşgaller yaşandı. Yollar kapandı. Bir çok hizmet ve kurum bloke edildi. Eylemlere neredeyse 2 milyon öğrenci katıldı. bu hareketin en önemli karakteri birleşik olmasıydı. Her öğrenci örgütünün farklı amaç ve aktivitesi olsa da bütünlük vardı. Önemli olan da buydu.
* Fransız öğrenciler kendi haklarını nasıl savunacaklarını öğrendiler. Öğrendikleri diğer önemli şeyse, emek piyasasında gelecekte olacakları durumla yüzleşmeleri ve sonucunda taraf tutmaları oldu.
Anti CPE sosyal patlamayı gözler önüne serdi
Fransız sendikalarından birinin temsilcisiyse Fransa`da yaşanan sosyal patlamaya değindi. Fransa banliyölerinde yaşayan gençlerin mutsuzluğunun sosyal bir kriz olduğunu söyleyen temsilci "Anti CPE bu sosyal patlamayı da gözler önüne serdi" dedi.
Lamblin: Öğrencilerle sendikal hareketin ortak hareket etmesi önemliydi
Yine Anti CPE hareketinden bir başka öğrenci Celia Lamblin, eylemlere lise ve ortaokul öğrencilerinin nasıl katıldığını anlattı.
"Eğitim Bakanlığı yeni bir yasa gündeme getirdi. Bu düzenlemeyle çok düşük düzeyde bir eğitim sistemi ön görülüyordu. İşte bu yüzden Anti CPE hareketine çok genç katılımcılar oldu."
Lamblin, lise ve ortaokul öğrencilerinin lise önlerine barikatlar kurarak yaptıkları eylemlerde polis baskısının ve şiddetinin yoğun olduğunu söyledi.
"Polis baskısı olsa da gözaltılar olsa da şiddet olsa da başarıya ulaştık" diyen Lamblin, Anti CPE`nin sadece bölgesel talepleri değil ulusal talepleri de dile getirdiğini aktardı.
Lamblin, ayrıca öğrenci hareketinin sendikal hareketle birleşip organik kolektif bir mücadeleye dönmesi noktasında da başarılı olduklarını söyledi ve ekledi: "Bu demokratik katılımın yaşama geçirilmesi demek."
Hintzer: Coca Cola iş güvencesizliğinin göstergesi
Almanya NGG`den (Otel ve Restoran Sendikaları) sözcü Giorgos Hintzer, Almanya`da Coca Cola ve Nestle`ye karşı yürüttükleri mücadeleyi anlattı.
Hintzer, Almanya`da gün geçtikçe iş saatlerinin uzatıldığını söyleyerek, "Coca Cola aslında iş güvencesizliğinin göstergesidir" dedi.
Coupe: Tüm Avrupa'da kolektif davranılmalı
Fransa SUD- Solidaires (Sendikalar Birliği) temsilcisi Annick Coupe, Fransa`dan Avrupa'ya yayılan hava hakkında konuştu. Fransız gençlerinin geleceğe dair umutlarının olmadığını söyleyen Coupe, Anti CPE`nin bu yüzden önemli olduğunu söyledi.
Coupe, "Bu kampanya gittikçe güvensizleşen iş yaşamı için ve neoliberalizme karşı çıkmak için büyük rol oynadı" dedi.
Coupe, Fransa'da emek sektöründe yaşanan bu güvencesizliğin tüm dünyanın bir yansıması olduğunu söyleyerek "Tüm Avrupa'da kolektif davranılmalı" dedi.
Tombul: SSGSS mücadelemizi örgütleyemedik
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul da, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'ndan (SSGSS) bahsederek "Maalesef biz Fransa`daki kadar şanslı olamadık, mücadelemizi örgütleyemedik" dedi.
Tombul, Avrupa'dan gelen katılımcılara, "Sizin yaşadıklarınızdan farklı olarak bizim yanı başımızda Irak işgali ve yakınlarda da İran`in işgal edileceği söyleniyor. Biz hem neoliberalizme karşı mücadeleye savaş karşıtlığını da ekliyoruz" dedi ve Fransa`da yaşananların Türkiye ve dünya için umut verici olduğunu belirtti. (EZÖ/KÖ)