İfade ve medya özgürlüğü konusunda Adalet Bakanlığı'nın Ocak ayında savcılar yönelik bir sadece Türkiye'deki yasaların değil AİHM düzenlemelerini de dikkat almalarını isteyen bir genelde yayımladığına yer veren İlerleme Raporu'nda, "Bununla birlikte, yeni TCK'da belirli düzenlemelere dayanılarak şiddet içermeyen düşüncenin kovuşturulması ve cezalandırılması ülkede bir oto-sansür havasının yaratılmasına yol açabilir" deniyor.
Türkçe dışı dillerde yayın sınırlı
Türkçe dışı dil ve lehçelerde yerel ve bölgesel yayın konusunda bazı ilerlemeler kaydedildiğine işaret eden rapor, yayınların radyolarda haftada beş saat, TV'ler için de 4 saatle sınırlı olduğu kaydediliyor.
"Her ne kadar RTÜK müzik ve sinema yayınlarında bu süre sınırlamasının kaldırdığını açıkladıysa da, yazılı bir tebliğ ulaştırılmayan yerel ve bölgesel yayın yetkilileri ceza korkusuyla yayınlarını genişletemiyor".
RTÜK hala frekans tahsisini gerçekleştirmedi
Kürt dilinin öğretilmesi amacıyla ve çocukla yönelik yayınların yasak olduğuna yer veren Raporda, haber ve güncel haberlere süre sınırlamasının sürdüğünü, can yayının cezaya tabi olmadığı ancak bu tür yayınların altyazı ve tercüme şartları nedeniyle zorlukla yapılabildiği ifade ediliyor.
Toplam 12 başvuru içinde üç medya kuruluşunun Kürtçe'nin lehçelerinden yayına geçtiği bildirilen raporda, TRT'nin sınırlı süre ve kapsamda Boşnakça, Arapça, Çerkezce, Kırmançi ve Zazaca yayın yapmayı sürdürdüğüne işaret ediliyor.
Reklam ve çocukların korunması dışında Türkiye'nin görsel işitsel alanındaki gerekliliklerini yerine getirmediğine yer verilen rapor, RTÜK'ün şu ana dek hala frekans tahsis işlemini tamamlamadığına yer veriyor.
301, TMY, iftiraya hapis eleştirildi
Raporda, "3984 Sayılı Yasa, tanımlar, hukuksal, yayın alma özgürlüğü, bağımsız çalışmaların desteklenmesi ve yabancı sermayenin televizyon kuruluşlarındaki pay kısıtlamalar açısından sorunlu" da deniliyor.
"Türklüğe, Cumhuriyete ve devlet organlarına hakareti" cezalandıran 301. maddeye değinen rapor, maddede, "Eleştiri biçiminde düşünce açıklamanın cezalandırılamayacağı"na dair cümlenin yargıçlarca dikkate alınmadığını ve gazeteci, yazar, yayıncı, akademisyen ve insan hakları savunucularının şiddet içermeyen düşünce açıklamalarının dahi bir çok kez kovuşturulduğuna vurgu yapıldı.
"Yeni yasal düzenlemelere rağmen ve yeni TCK'nın yürürlüğe girmesine karşın, ifade özgürlüğü mevcut yasal çerçeve ile henüz garanti altına alınmış değil. İftira suçu hala hapisle cezalandırılabiliyor. Mecliste son olarak değiştirilen Terörle Mücadele Yasası, toplumda suç alanını terör eylemi olarak yaygınlaştırıyor ve medya haberlerine kısıtlamalar getiriyor. Medya alanında Avrupa standartlarına erişim çok sınırlı."
TRT ve RTÜK'te bağımsızlık sorunu "kaygı konusu"
Yeterli fonlar da dahil olmak üzere kamu yayıncısı TRT'nin ve RTÜK'ün bağımsızlık sorunu bir kaygı konusu olmayı sürdürüyor.
Yargı sistemi bölümde yargı alanındaki reforma değinen rapor, geçen bir yıllık süre içerisinde 620 yeni hakimin göreve başladığını, son üç yılda gerçekleşen reformların uygulanmasına yönelik eğitim çalışmalarına devam edildiğine değiniyor. Belgede, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun statüsü de eleştiri konusu.
Medyada "örgütlenme ve toplu pazarlık" problem
Gazetecilerin örgütlenme hakkında da değinen raporda, "Sonuç olarak, örgütlenme hakkı, grev dahil toplu pazarlık hakkına dair mevcut belirgin eksiklikler varlığını sürdürüyor.
Toplu iş sözleşmesi imzalamak için gerekli görülen şirket ve iş kolu barajına dair sorunlar ve sendikalara üyeliğe dair hantal prosedürler hala yürürlükte. Gazeteciler, örgütlenme ve toplu pazarlıklar alanında özel sorunlar yaşamayı sürdürüyorlar" dendi.
Uluslararası Bağımsız Medya Forumu'ndan mesajlar
IPS İletişim Vakfı'nın 4-5 Kasım günlerinde Bilgi Üniversitesi'nde düzenlediği "İstanbul Uluslararası Bağımsız Medya Forumu"nda hükümetler "halkların ifade özgürlüğü ve bilgiye erişme özgürlüğünü kullanması için kendilerine düşen eylemi gerçekleştirmeye" çağrılmıştı.
Bağımsız Medya Forumu deklarasyonunda hükümetlere, "Medya özgürlüğünü kısıtlayan politikalara son verin, medya özgürlüğünü geliştirin. Mesleklerini gerçekleştirdikleri için hapsedilmiş gazetecileri derhal serbest bırakın. Ulusal güvenlik kaygılarını haber verme özgürlüğünü kısıtlamanın gerekçesi haline getirmeye son verin" mesajı gönderilmişti.
Deklarasyonda, yaygın medyaya, "Medya endüstrisinin bütün düzeylerinde gazetecilerin örgütlenmesi önündeki bütün engelleri kaldırın; İletişim ve gazetecilik öğrencilerinin stajyerlik koşullarını düzeltin; Bireysel gazetecilere şirket çıkarlarından özerk olacakları bir editoryal özgürlük ve daha geniş bir eleştiri ve katılım ortamı sağlayın" çağrısı yapılmıştı. (EÖ)