17 Mayıs 2010'da, Zonguldak'ta, 30 madencinin hayatını kaybettiği grizu faciasına ilişkin ikinci bilirkişi raporunda, son 12 dakikada metan gazı oranının yükseldiği, bunun patlama olasılığını arttırdığı bilindiği halde çalışmanın durdurulmadığına ve acil kaçış planının uygulanmadığına dikkat çekildi.
İkinci bilirkişi raporunda, geçen sene 17 Mayıs'taki patlamanın 13.27'de gerçekleştiği, ancak 13.15 - 13.27 arası ocaktaki metan gazı oranının yüzde 4'ün üzerine çıktığı belirtildi. Raporda, sözü edilen 12 dakika içinde patlama olasılığının yüksek olduğu bilindiği halde, "Yapı-Tek çalışanlarına neden haber ulaştırılmadığı, neden tüm ekipmanların durdurulmadığı, neden acil kaçış planının uygulanmadığını anlamak mümkün değildir" ifadelerine yer verildi.
İhmaller Serisi
Raporda yer alan bilgiler ve değerlendirmeler patlama öncesi bir dizi ihmalin yaşandığını gösteriyor. İkinci bilirkişi raporunda:
* Uzaktan Gaz İzleme Merkezi'nce metan gazı oranının patlama tehlikesi seviyesine geldiğinin ölçüldüğü, ancak çalışmaların durdurulmadığı belirtilerek bunun büyük bir hata olduğu vurgulanıyor.
* Facia öncesinde galeride dinamit atımı yapıldığı ve degaj (ani gaz boşalması) meydana geldiği, bunu engellemek için yapılması gerekli olan kontrol sondajlarının yapılmadığı, ocaktaki havalandırma pervanelerinin hatalı yerleştirildiği için galeri1'de açığa çıkan metanın galeri2'ye taşındığı (patlama galeri2'de olmuştu) belirtiliyor.
* Sistemdeki hava kapılarının yeterli olmadığı, gaz yükseldiğinde devreye girerek sesli ve ışıklı uyarı yapan seyyar metan dedektörlerinin olmadığına dikkat çekiliyor.
* Faciada hayatını kaybeden işçilerin de "Yeterli eğitimi almadıkları düşünülmekle birlikte" çalışırken yanlarına karbonmonoksit maskelerini almadıkları anlatılıyor.
Uyarılara rağmen
Raporda, faciada Yapı-Tek yöneticisi Halim Köse ve aralarında patlamada hayatını kaybeden mühendislerin de olduğu birçok kişi sorumlu tutuldu.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun galeri açma ve hazırlık işlerini yürüten taşeron firma Yapı-Tek'i iki kez 2008'de, bir kez de Mayıs 2009'da yazılı olarak "ocaktaki sensörlerin yerleri ve bağlantılarıyla oynanması, metan sensörlerinin sıfır ayarıyla oynanması ve işçilerin lambahanede düzensizliğe yol açıp ocağa piknik tüpü sokmak istemeleri" nedeniyle uyardığına da yer verildi.
Raporda, patlamanın meydana gelişiyle ilgili olarak da galeri1'de yapılan çalışmalardaki dinamit atımı sonrası degaj oluştuğuna değinildi; açığa çıkan büyük miktardaki gazın da hava ile galeri2'ye taşındığı, patlamanın burada oluşan kıvılcım, sıcak yüzey gibi tutuşturucu ile temas etmesi sonucu gerçekleştiği belirtildi.
Kimse tutuklu değil
Rapora doğrultusunda savcılığın hazırlayacağı iddianameyle sorumlular hakkında "taksirle ölüme sebebiyet vermek"ten Zonguldak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılacağı bildirildi.
17 Mayıs 2010'da gerçekleşen grizu patlamasında Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda, galeri açma ve hazırlık işlerini yürüten taşeron firma Yapı-Tek'te çalışan 30 maden işçisi hayatını kaybetmişti.
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında hayatını kaybeden madencilerden 28'inin cenazeleri göçükten çıkarılmış, ikisinin cenazesi ise sekiz ay sonra çıkarılarak, defnedilmişti.
Patlamaya dair ilk rapor 2010 Ağustos ayında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi tarafından hazırlanmış, bu rapora dayanarak altı kişi tutuklanmış, ancak bir üst mahkeme, yapılan itirazı değerlendirerek tutukluları serbest bırakmıştı. Bugün itibarıyla olayla ilgili olarak kimse tutuklu değil.
Cumhuriyet Savcılığı, suçların kişiselleştirilmediği gerekçesiyle ilk raporu tatmin edici bulmamış ve ikinci bir rapor istemişti. İkinci rapor ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri tarafından hazırlandı. Raporu hazırlayan bilirkişi heyetinde Prof. Dr. Tevfik Güyagüler, Doç. Dr. Hasan Aydın Bilgin ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Süleyman Başterzi bulunuyor. (YY)