İstanbul’da dün (26 Eylül) yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından TMMOB İl Koordinasyon Kurulu bir basın toplantısı düzenleyerek deprem öncesi ve sonrası yaşanan sorunlara ilişkin yapılması gerekenleri kamuoyuyla paylaştı.
Basın açıklaması kurul sekreteri Cevahir Efe Akçelik tarafından gerçekleştirirken toplantıya, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nusret Suna, Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay ve diğer yönetim kurulu üyeleri katıldı.
TIKLAYIN - İstanbul'da 5.8 Büyüklüğünde Deprem
Basın açıklamasında Akçelik, 24 Eylül ve 26 Eylül'de yaşanan iki depremin beklenen büyük İstanbul depreminin öncüsü olduğunu söylemenin mevcut veri ve teknolojik koşullarda mümkün olmadığını söyledi.
Akçelik bu aşamada yapılması gerekenin acilen gerekli tedbirlerin alınması olduğunu söyledi.
Deprem sonrası toplanma alanları, iletişim, ulaşım gibi konularda yaşanan problemler ve oluşan panik ortamının kendilerini endişeye düşürdüğünü söyleyen Akçelik İstanbul’un nüfusunun büyük bir kısmının 1. derece, önemli bir kısmı da 2. derece deprem bölgesinde yaşadığını belirterek şöyle konuştu:
Akçelik: Deprem toplanma alanlarının altyapısı yok
“Deprem toplanma alanları daha özel olarak; üzerinde geçici kentlerin kurulabileceği, elektrik, su, ısınma, duş, tuvalet gibi temel ihtiyaçların karşılanabileceği altyapıya sahip büyük ve geniş alanlar olarak tarif ediliyor.
“Dolayısıyla deprem toplanma alanı olarak gösterilen okul bahçelerinin, parkların, boş arazilerin toplanma alanı olarak belirlenmesinin, depremde yaşanması muhtemel kaotik ortamda, alana ulaşma problemlerinin yanı sıra, deprem sonrası olası yıkımlar sonucu kullanılamaz duruma gelebileceği de öngörülürse, bu alanların çoğunun gerçekçiliği bulunmuyor.
“Ayrıca 1999 depreminden sonra belirlenen bazı deprem toplanma alanları üzerine bugün AVM, rezidans inşa edildiği de tüm kamuoyu tarafından biliniyor.
“İstanbul’da acilen uygun, güvenli ve yeterli sayıda deprem toplanma alanı belirlenmeli, halk bilgilendirilmelidir.
"Acil ulaşım yollarının yokluğu ciddi bir sorun"
Depremleri afete dönüştüren en önemli etkenlerden birinin de, şehir içi ulaşımın yetersizliği olduğunu ifade eden Akçelik, “Maalesef ‘acil ulaşım yollarının’ varlığı tartışılmıyor” dedi:
“İstanbul’un trafik sorunu, deprem sonrası müdahale olanaklarının önündeki ciddi engellerdendir. Bugün yaşanan ulaşım sorunu, deprem sonrasında yaşamı doğrudan etkileyen içeriğe bürünecektir.
“Olası bir afet durumunda, çöken binalara bağlı olarak yol kapanmaları, binalara gelecek olası zarar hesaplarına dayandırılarak önlem alınmalı, toplanma alanları ile acil durum ulaşım ağı birbirine entegre edilerek, bütünlüklü bir yaklaşımla planlama yapılmalıdır.”
"İmar affı denetimsizliğin ve bekleyen tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne sürüyor"
İmar Affı problemine de değinen Akçelik devletin riskli yapıları meşrulaştırdığını söyledi. Kartal’da çöken ve 21 kişinin hayatını kaybettiği binayı örnek veren Akçelik, denetimsizliğin ve bekleyen tehlikenin büyüklüğünü çöken binalardan görülebileceğini belirtti.
Doğa olaylarının insan eliyle afete dönüştüğünü belirten Akçelik, hükümeti insanların hayatını kaybetmesine neden olacak popülist uygulamaları yeniden gözden geçirmeye çağırdı.
Atlar: Yoğunluğu kaldıracak toplanma alanı yok
Akçelik’in ardından Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar, söz alarak afet toplanma alanları hakkında bir konuşma yaptı.
Şu an için İstanbul’da yerleşim bölgelerindeki yoğunluğu kaldıracak bir deprem toplanma alanı olmadığını dile getiren Atlar, bu alanların Büyükşehir Belediyesi ve bakanlıkların rant odaklı faaliyetleriyle yapılaşmaya açıldığını söyledi. Atlar şöyle devam etti:
“Son 20 yılda kamu alanlarının çoğuna AMV ve rezidans yapıldı. Afet toplanma bölgeleri imara açıldı. Acilen hem kısa vadeli hem de uzun vadeli planlar yapmamız gerekiyor. Çünkü meydanlar, okul ve cami bahçeleri toplanma alanları değildir.
"Kamu arazilerinin yapılaşmaya açıldı"
“Kentsel dönüşüm risk arz eden bölgelerde değil talebe göre, kazanca göre yapıldı. Riskli binaların hepsi kentsel dönüşüm kapsamında alınmadı, yıkılmadı. Kentsel dönüşüm alanları acilen riskli bölgelere doğru kaydırılmalı, riskli yapılar tespit edilerek güçlendirmesi ya da yeniden inşası sağlanmalı.
“Kentsel dönüşümde bu sıkıntılar devam ederken bir diğer sıkıntımız kamu arazilerinin yapılaşmaya açılması. En son Esenler’de 720 hektarlık askeri araziye yapılaşma izni verdi. Askeri alanlar eğer yapılaşmaya açılacaksa kamusal hizmete açılmalıdır. Şehir merkezlerindeki bu alanlar deprem toplanma alanları ilan edilmelidir.”
Suna: İstanbul depreme hazır değil
Burak Atlar’ın ardından konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nusret Suna ise “Depreme hazır olmadığımız şeklide daha önce verdiğimiz beyanlar karşılıksız çıkmadı” diyerek “Yaşanan deprem güncel sıkıntıları tekrar gündemimize taşıdı” diye konuştu:
“17 Ağustos 1999 depremiyle günümüz arasında bir karşılaştırma yapmamız gerekirse o günden bu güne bir gelişme sağlayamadık.
“Kamu yapılarının güçlendirilmesi tamamlandı fakat konutlar için aynı şeyi söyleyemiyoruz. İstanbul gelinen bu noktada depreme hazır değildir. Bu bir ulusal sorun haline geldi. Kamu kaynakları bu acilen seferber edilerek gerekli önlemler alınmalıdır.
"Algı yönetme çabası içersindeler"
“Mart 2018’de dönemin İstanbul Valisi’nin ‘2285 toplanma alanımız var’ şeklinde bir açıklaması oldu. Aynı yıl Aralık 2018’de AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu afet toplanma merkezi sayısının 2850’ye ulaşmış olduğunu söyledi.
“Biz bu 2850 rakamını inkar etmiyoruz. Ama burada bir algı yönetme var. Deprem toplanma alanı dedikleri yerlere baktığınız zaman okul bahçesi, çocuk parkı cami avlusu, hatta büyük sitelerin bahçeleri bile o apartmanda yaşayanların toplanma alanı olarak gösteriliyor.
"Afet toplanma alanı olabilecek alan sayısı 77"
“2850 toplanma alanının yalnızca 156’sı çadır kurulabilecek nitelikte. Peki bu 156 alanın alt yapısı hazır mı? Hayır? İstanbul’da gerçekten afet toplanma alanı olabilecek alan sayısı ise sadece 77.
“Van’da bu durumu yaşadık. Arazi boldu. Konteynerler, çadırlar geldi ama insanlar üç ay o bölgelere yerleşemediler. Neden çünkü altyapı yoktu.
“2850 adet alan, depremin hemen ardından insanların o sıcak dakikaları ayakta geçirebileceği, çocuğuyla, eşiyle dostuyla buluşabileceği yerdir. Bakıyorsunuz alan 15 katlı bir binanın yanındaki küçük alan olarak belirlenmiş. Buralar afet toplanma alanı değildir. Binanızdan kaçıyorsunuz başka binaya tutuluyorsunuz." (HA)