* Fotoğraf: Evrim Aydın - Ankara/AA
2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmelerini TBMM Başkanı Binali Yıldırım başkanlığından başladı.
Toplantıda bugün, daha önce alınan karar gereğince, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın ilk gün görüşmeleri gerçekleştirilecek.
2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmeleri 21 Aralık'a kadar kesintisiz olarak devam edecek.
Albayrak bütçeyle ilgili sunum yaptı
TBMM'de 2019 yılı bütçesini sunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bütçeyle ilgili sunumunu gerçekleştirdi.
Albayrak, 2019 bütçesi sunumunda, makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bu yılın ilk çeyreğinden sonra artan küresel ticari gerilimin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu FED’in sıkılaştırıcı para politikası ve doların güçlenmesiyle gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının ivme kaybettiğini aktaran Albayrak, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının devam edeceği ancak son yılların altında gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü dile getirdi.
Türkiye'nin son birkaç yılda yaşadığı iç ve dış şokların makroekonomik istikrarı olumsuz etkilediğini vurgulayan Albayrak, özetle şunları söyledi:
“Üçüncü çeyrekte iç talep ivme kaybetti”
“2017’de Türkiye G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olmuştur. 2018'in ilk yarısında da Türkiye ekonomisi yüzde 6,2 büyüyerek küresel ve yerel ölçekteki birçok belirsizliğe rağmen güçlü seyrini sürdürmüştür.
“Yılın üçüncü çeyreğinde kur ve faizde yaşanan dalgalanmalarla dış finansman imkanlarının azalması sonucu iç talep ivme kaybetti. İç talepteki daralmayı mal ihracatı ve turizmdeki güçlü performansla dengeledik.
“Büyüme 2019’da yüzde 2,3”
“Yeni Ekonomi Programı'na (YEP) göre sıkı para ve maliye politikaları uygulanarak ekonomideki dengelenme süreci etkin bir şekilde yönetilecek. Bu doğrultuda büyümenin 2018'de yüzde 3,8, 2019'da ise yüzde 2,3 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz.
“2018 yılı genelinde iş gücü arzının artmaya devam etmesi, ekonomik dengelenmenin belirginleşmesi ve yavaşlayan iç talep nedeniyle işsizlik oranının bir miktar artarak yüzde 11,3 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz.
“2018 hedefini yakalayacağız”
“Önümüzdeki dönemde; ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya rağmen iş gücünün niteliklerinde ve iş olanaklarında sağlanacak iyileşmeler ve uyguladığımız politikalar, iş gücü piyasasını ve ekonomiyi desteklemeye devam edecektir.
"Kasım ayı itibarıyla tüketici enflasyonu bir önceki aya göre yıllık bazda 3,62 puan gerileyerek yüzde 21,62 olarak gerçekleşmiştir. Bu süreci, para ve maliye politikalarımızdaki güçlü duruş ile desteklemeye devam ediyoruz.
“Kasım ayından sonra aralık ayında da devam edecek KDV ve ÖTV indirimlerinin ve enerji fiyatlarında zam yapılmayacak olmasının etkisi ile enflasyonla mücadelede güçlü bir performansı yakalayacağımıza inanıyoruz.
“Buna ilave olarak kurun daha istikrarlı patikaya oturması ve petrol fiyatlarındaki düşüş dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Böylece YEP’deki 2018 hedefimizi yakalayacağımızı öngörüyoruz.
“Ekim – kasımda da cari fazla vereceğiz”
“İhracat dış ticarette artan korumacılık ve jeopolitik risklere rağmen 2018'de artışını sürdürerek kasımda yıllık bazda 168,1 milyar dolar ile bugüne kadarki en yüksek değerine ulaştı.
“Ağustos ve eylül aylarında verilen cari fazlalardan sonra ekim ve kasım aylarında da cari fazla vereceğimizi hep beraber göreceğiz.
“2018 yıl sonunda cari açığın YEP ile öngörülen 36 milyar doların altına inmesini bekliyoruz.
“Bankacılık güçlü yapısını koruyor”
“Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalara karşın bankacılık sektörü sağlıklı ve güçlü yapısını koruyor, finansal istikrarı ve reel ekonomiyi desteklemeye devam ediyor.
“Ayrıca YEP'te belirlediğimiz çerçevede bankaların mali yapıları ve aktif kaliteleri yakından izlenmekte ve sektörün mali yapısını güçlendirecek kapsamlı bir politika seti uygulanmaktadır.
“Teşvikler biraz maliyet yarattı”
“Küresel ekonomideki riskler ve yavaşlayan büyüme ortamı göz önüne alındığında; Türkiye ekonomisinin sermaye akımlarındaki hızlı değişimlere ve jeopolitik risklere karşı zayıf kalmasının önüne geçilmesi önem arz ediyor.
“Bu çerçevede içinde bulunulan ekonomik dengelenme sürecinde yüksek borçlanma maliyetlerini azaltacak, yatırımcı ve tüketici güvenini artıracak ve döviz kuru istikrarını sağlayacak adımları attık.
"Bu dönemde kamu gelirlerini artıran önemli düzenlemeler yürürlüğe konulmuş, kamu giderlerinde tasarruf sağlayan kararlar alınmış, yapılan vergi düzenlemeleriyle enflasyonla mücadeleye katkı sağlanmıştır.
“Öte yandan yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı destekleyen nakdi ve vergisel teşvikler sağlanmış, gelir dağılımını ve sosyal adaleti pekiştiren düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Ekonomik ve sosyal teşvikler mali dengeler üzerinde bir miktar maliyet yaratmıştır.
“Hedefler Maastricht kriterinin altında”
“Yeni Ekonomi Programı'nda mali disiplini ekonomi politikasının temel çıpası olarak belirledik.
“Başta tasarruflar olmak üzere uygulamaya konulacak yapısal tedbirlerle, merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranını program dönemi boyunca yüzde 2’nin altında tutacağız.
“Bu çerçevede 2017'de yüzde 1,5 olarak gerçekleşen merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının 2018'de yüzde 1,9; 2019'da ise yüzde 1,8 olacağını öngörüyoruz.
“Buna bağlı olarak 2017'de yüzde 1,8 olan genel devlet açığının GSYH'ye oranının 2018'de yüzde 2,4; 2019'da ise yüzde 1,6 olmasını hedefledik.
“Bu oranlar yüzde 3 olan Maastricht kriterinin oldukça altında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bütçe açıklarına kıyasla oldukça düşük düzeydedir." (EKN)