Abdülrezzak Ceylan (Doğru Yol Partisi/DYP- Siirt Milletvekili): Türkiye'de Cumhuriyet döneminde Doğu'da 29 hareket olmuştur. Bunlardan bir kısmı devlete karşı isyan şeklinde olmuşsa da bazıları bölgede hükümetlerin yapmış olduğu yanlış uygulamalara karşı tepki mahiyetinde cereyan etmiştir. Ben Doğu'da meydana gelen tüm olayları isyan şeklinde değerlendirmiyorum.
O tarihlerde cereyan eden bazı olayları bastırmak için çok yanlışlıklar i yapıldığı gibi suçsuz birçok vatandaş mağdur olmuştur. 1984 yılından sonra bölgede cereyan eden olayların amacı ise bellidir. Bölge insanı bu hareketleri tasvip etmemiştir. Bölgenin birçok altyapı I hizmeti noksandır. Bu hizmetlerin noksanlığı istismar konusu yapılabilmektedir. "Gidemediğin yer senin değildir" atasözünden esinlenerek bugünkü hükümete soruyorum. Doğu ve Güneydoğu'da hâlâ girilemeyen kaç yerleşim yeri vardır? Son üç yılda asayiş için yapılan yerler sayılmadığı takdirde vatandaşa hizmet gayesi ile kaç kilometre yol yapılmıştır?
Faik Tarımcıoğlu (Anavatan Partisi/ ANAP- Bitlis Milletvekili): Dersim olaylarını karıştırmanızı doğru bulmuyorum. Eski yaraları deşmenin bir faydası yoktur. O tarihlerde yarı askeri, yarı polisiye hatalar zinciri Dersim olaylarını doğurmuştur. Bu olayların yorumunu tarihe bırakmak lazım. Şimdi PKK'nın üstlendiği olaylar ile o olay hakkında bir bağ kurmaya çalışmak fevkalade hatalı olur. Bunu doğru bulmuyorum.
Hükümetin bakış açısını soruyorsanız, başlarda yanlıştı. Çünkü Doğu'ya yapılacak yatırımları tamamen özel sektörün inisiyatifine bırakmışlardı. Ama özel sektör Batı'daki tatlı işleri bırakıp Doğu'ya gitmiyordu. Hükümet de bunu anlamış olacak ki bu uygulamalarından vazgeçti.
Mehmet Özdemir (ANAP Elazığ Milletvekili): Bu olayın doğru ya da yanlışlığını tartışmam ama Doğu'daki eski intiba kaybolmuştur. Yani eski ağalık, beylik, şıhlık dönemleri kapanmıştır. Şimdi hizmet devri başlamıştır. Hükümetimizin bu konudaki çalışmaları olumludur. Şimdi Doğu'ya hizmet gidiyor. Eskiden elektrikli köy bile yoktu. Geçenlerde Elazığ'a gittim, oradakiler ANAP'ta olan bitenleri benden daha iyi biliyorlar. Çünkü her gün TV'den gelişmeleri izliyorlar. Bu önemli bir gelişmedir.
Talat Zengin (ANAP Malatya Milletvekili): Dersim olaylarının içeriğini bilmediğim için bir yorum yapamam. Ama ANAP hükümeti diğer hükümetlerin yapamadığını yapmış, gerek eğitim gerekse altyapı hizmetleri bakımından Doğu'da bir hizmet seferberliği başlatmıştır. Bu da Doğu'daki etnik grupların yöre insanları üzerindeki tahakkümünü kırmıştır. Dış güçlerin tazyiki de azalmıştır.
Necat Eldem (ANAP Mardin Milletvekili - Eski Adalet Bakanı): Dersim olayları sırasında ben 10 yaşındaydım. O nedenle fazla bilgi sahibi değilim. Daha sonra da bir araştırma yapamadığım için yorum yapamıyorum. Ama bugünkü hükümetin Doğu'ya bakış açısı gayet olumludur. Gerek altyapı, gerekse eğitim imkânları sağlanmış, yatırımlar hızlandırılmıştır.
Kâmran İnan (ANAP Bitlis Milletvekili): Ben Doğulu bir milletvekili olarak Dersim olayları konusunda yorum yapmak istemiyorum. Bırakın bu yorumu tarih yapsın. Ancak şunu söyleyebilirim: TRT ve basınımız Doğu'daki olayları çoğu zaman yanlış değerlendirerek kamuoyuna yanlış aktarmıştır. Şimdi bir Hakkarili, İzmir'de ben Hakkariliyim diyemiyor. Bu, ne kadar acı bir durumdur! Yüz kişi bir kişiye Kürt diyor. Onlara hiç kimse bir şey demiyor. Ama bir kişi yüz kişinin huzurunda ben Kürdüm dediği zaman devlet hemen yakasına yapışıyor. Olur mu böyle bir şey? İşte tüm bu yanlış anlama ve yorumlar dış ülkeler nezdinde bizi küçük düşürüyor. Bazı ülkeler de buna fırsat bilerek bu kişileri himayelerine alarak onları besliyorlar. Birçok sorunumuz varken şimdi mezar kazarak suçlu aramak doğru değildir. Bırakın bu olayları tarih yorumlasın.
Mehmet Ali Doğuşlu (ANAP Bingöl Milletvekili): Bu olayların evveliyatı ile ilgili fazlaca bilgim yok. Bizim duyduğumuz, bazı aileleri topluca başka yerleşim bölgelerine gönderdikleri. Ancak daha sonra bu ailelerin tekrar Tunceli'ye döndüğü yolundadır. Tunceli, Dersim olaylarından sonra kendini düzeltmeye başladı. Okuma yazma oranı gittikçe artıyordu ki bu kez de anarşi illeti sardı. Bu olayları çıkartanlar ya dışarıdan bölgeye geliyorlar ya da dış bir ülkenin himayesinde bu işi yapıyorlar. Hükümetimiz Doğu'ya ve Doğu halkına, Batı'ya ve Batı halkına verdiği önemden daha fazla önem vermektedir.
Ali Topçuoğlu (ANAP Kahramanmaraş Milletvekili): Bu olaylar hakkında fazla bilgim yok. O dönemlerde 33 kişinin kurşuna dizildiği söyleniyordu ama gerçek mi yalan mı onu bilemem. Hükümetimizin Doğu'ya bakış açısı gayet olumludur. Bizim tek şanssızlığımız, hammadde yatakları bulunmadığından fabrika ve tesis kuramıyoruz. Ama diğer yatırımlar Batı'da ne ise Doğu'da da aynıdır. Bizim ikinci bir şanssızlığımız da Doğu'ya tayini çıkan devlet memurlarıdır. Bu kişiler ya istifa ediyor ya da kendisini sürgünde hissederek verimli olamıyor. Böyle olunca da birçok sorunlarımız halledilemiyor.(N/BİA)
* Nokta Dergisinin 28 Haziran 1987 tarihli yıl 5, sayı 25'te "Dersim 1937-1938/ Yarım Yüzyıl Sonra" başlıklı dosyası Ayşenur Arslan, Hıdır Göktaş, Nadire Mater, Mahmut Övür, Seral Özzeybek imzalarını taşıyor.