Çekler ve Slovaklar Varşova Paktı’nın 200 bin askerle, tank ve hava gücüyle Alexander Dubçek’in “Prag Baharı” diye bilinen liberal reformlarına karşı başlattığı işgalin 40. yıldönümünü anıyorlar.
Ondrej Neff 21 Ağustos 1968’te Sovyetler Birliğinin Çekoslovakya işgali sırasında Çekoslovak radyosunda gazetecilik yapıyordu.
Neff BBC’ye işgalin radyodaki yayınını nasıl yaptığını anlattı.
Neff bugün Prag’da serbest çalışan bir gazeteci ve bilim kurgu yazarı.
“O zamanlar çok gençtim. Çekoslovak radyosunda sadece 2 yıldır çalışıyordum. Radyo istasyonuna çok yakın oturuyordum, yaklaşık 10 dakikalık bir mesafedeydi. Bu yüzden istasyona ilk ulaşanlardandım. 02.00’yi biraz geçiyordu. Uçak sesleriyle uyanmıştım. Çok korkutucu bir sahneydi: karanlık bir gece ve ışıksız uçaklar, üstümüzden geçen kocaman siyah haçlar gibiydiler.
İşe vardığımda 10-15 kişi vardı, bir kısmı gece nöbetinde çalışanlardı. Tamamıyla çaresizdik çünkü telekomünikasyon bakanı radyo ve televizyon vericilerini kapatmıştı. Fakat teknisyenler telefon kablolarıyla yayın yapmanın yolunu bir şekilde bulmuşlardı.
İşgalin ilk günlerindeki çaresizliğimizi hatırlıyorum. Geleceğim yok olmuş gibi hissetmiştim. Ama tabi ki umut en son kaybolan şey, bir şekilde siyasi liderlerimizin – bir kısmı kaçırılmış bazıları da Moskova’ya götürülmüştü- Ruslardan kurtulabileceğini düşünüyorduk.
Fakat hiçbirimizin gerçekte öyle bir hayali yoktu. Dubçek, Stalin tipinde bir diktatör olan Sovyet lideri Leonid Brezhnev’e karşı durabilecek kadar güçlü değildi.
Gördüğüm bir Rus askerin yüzünü hâlâ çok net hatırlıyorum. Kocaman bir makineli tüfek taşıyordu. Stalingrad savaşı hakkında bir filmden fırlamış gibiydi. Çok kirliydi ve yüzü ter içindeydi. Çok absürt, çok saçma bir durumdu.
Onunla konuşmaya çalıştım ama anlamsızdı, benimle konuşmadı. Daha sonra da başka askerlerle konuşmaya çalışsam da işe yaramadı. Tamamıyla beyinleri yıkanmıştı. Bizi 3. Dünya Savaşının eşiğinden döndürdüklerine inanıyorlardı.
Çekoslovak Radyosu’nun Vinohradska caddesinde bulunan merkez binasından yaptığımız radyo yayınını bir süre sürdürdük. Daha sonra 2 km uzaklıktaki askeri yayın stüdyosuna taşınmak zorunda kaldık. Orada Ruslar gelip bizi kovana kadar 24 saat yayın yapabildik.
Sonunda1960lı yıllarda İtalyan komünistler tarafından kullanılan gizli bir istasyonda çalışmaya başladık. Eylül ayının ortalarına kadar buradan yayın yaptık. Her şey yatışınca da kendi binamıza döndük.
1968 Ağustos’u benim ve benim kuşağımın hayatındaki en önemli dönemlerden biriydi. Çünkü hepimizin hayatını değiştirdi; bazılarımızınkini iyi yönde bazılarımızınkini ise kötü. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Görsel ve duygusal anılar başka bir şey, politik yansımaları ise başka. Ben, gelecek bu olayın önemini yargılayacak diye düşünüyorum çünkü bence Ağustos 1968’de komünizm politik ve ideolojik bir hareket olarak ahlaki değerini yitirdi.”(ZG/EZÖ)
* Zeynep Güner bbc.co.uk'tan çevirdi.