Ankara Ulus’ta, Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklanmasını protesto ederken (6 Temmuz) polisin darp ettiği Mezopotamya Ajansı muhabiri Deniz Nazlım, Kaos GL Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar ve gazeteci Sibel Yükler suç duyurusunda bulundu.
Gazeteciler, avukatları aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek basın açıklamasına müdahalede emrini verenler ve olay yerinde bulunan amir ile kolluk görevlilerinden şikayetçi oldu.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin aktardığına göre gazeteciler Ankara Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli, olaya ilişkin tahkikatı yürüten, ifade işleminde hazır bulunan amir, kamu görevlileri ve savcılıkça resen tespit edilecek diğer kişilere “işkence”, “hakaret”, “suçu bildirmeme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarını yönetti.
Dilekçede, gazetecilerden Deniz Nazlım’ın; göğsü ve ensesine sert darbeler aldığı, kolları çevrilip yumruklanarak ters kelepçe işlemine maruz kaldığı, dakikalarca yerde sürüklendiği, sözlü ve fiziksel saldırıya uğradığı; Yıldız Tar’ın, alana girmek üzereyken kolluk görevlilerinin sözlü tacizine maruz kaldıktan sonra çok sayıda çevik kuvvet polisi tarafından tekme, tokat ve yumruklu saldırıya uğradığı, Sibel Yükler’in de vücudunun çeşitli yerlerine darbeler aldıktan sonra yere yatırıldığı ve sırtına basılarak ters kelepçe işlemine maruz kaldığı belirtildi.
Darp, ters kelepçe, yerde sürüklenme
Gazetecilerin yerde sürüklenerek gözaltı aracına götürüldüğü kaydedilen suç duyurusunda, “Müvekkillerin en doğal hakkı olan barışçıl toplantı yapma ve tutuklanan meslektaşları için basın açıklaması yapma hakları işkence ile engellenmiş, müvekkiller darp edilerek gözaltına alınmış, havasız ve yakıcı sıcak koşullarında ters kelepçeleri çıkarılmaksızın saatlerce gözaltı aracında tutulmuş ve bu sırada avukatlarını haberdar etmek istediklerini belirtmiş olmalarına rağmen bu hakları engellenmiştir. Yine kolluk kuvvetleri, müvekkillere ağır hakaretler etmişlerdir” ifadeleri yer aldı.
Gözaltı sırasında uygulanan işkence sebebiyle müvekkillerin yüz ve kollarında kızarıklıklar bulunmasına rağmen görevlilerin bu işkence fiilini savcılık makamına bildirmediğinin de belirtildiği suç duyurusunda; gözaltı anına ait kameralara yansıyan görüntüler, müvekkillerin vücudunda oluşan darp izleri, darp raporları ve olaya ilişkin ifade tutanakları yer aldı.
Ulusal ve uluslararası mevzuatlar ile Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler içtihatlarına vurgu yapılan suç duyurusunda; işkence yapan polislerin tespiti için müvekkillerin dinlenmesi, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünden basın açıklaması yapılmasına engel olan kararın bir suretinin istenmesi talep edildi.
Olay yeri ve olay yerine çıkan kamera kayıtlarının toplanması ile şüpheli polislerin kimliklerinin tespit edilerek ifadelerinin alınması da istenen suç duyurusunda gazetecileri gözaltı aracına alma talimatı veren, araçta bekleten, hastane ile Ankara Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne götüren kolluk kuvvetlerinin kimliklerinin tespiti ve şüpheli olarak ifadelerinin alınması da talep edildi.
MA Muhabiri Deniz Nazlım, 25 Ekim’de gazetecilere yönelik yapılan başka bir baskın kapsamında gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu sebeple Nazlım’ın avukatları, suç duyurusunu Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden göndermek zorunda kaldı.
(HA)