Alt katta başka, üst katta başka dava
16 Mart 1978 katliamında Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak yaralanan avukat Cem Alptekin; yıllardır 16 Mart davasının peşini kovalıyor ve olayda yaşamını yitiren arkadaşlarının faillerini arıyor.
Söz konusu belgeyi mahkemeye sunan avukat Cem Alptekin, dava süresince yargının önünün tıkandığını belirterek içine düştüğü çapraz durumu şöyle aktarıyor:
"Mahkemeye sunduğum delil nedeniyle hakkımda dava açıldı. Böylece trajikomik bir durum ortaya çıktı.
"Adliyenin alt katında biz, katliam sorumlularını ortaya çıkarmak amacıyla savunma görevini yaparken; üst katında sunduğumuz delil nedeniyle yargılanıyorduk. Ancak 2000 yılında bu davadan beraat ettim. "
MİT belgesi
Avukat Cem Alptekin, 16 Mart Davası'nda, son olarak MİT'ten gerekli belgenin gönderilmesini talep ettiklerini ve mahkemenin bu talep üzerine gereğini yapmak için dosyayı yeniden incelemeye aldığını belirtti.
Ancak Alptekin'in dava süreciyle ilgili olarak anlattıkları, anahtar belgeyi aydınlığa çıkarma çabasına, MİT ve Adalet Bakanlığı'nın hiç de olumlu yaklaşmadığını düşündürüyor:
"MİT , söz konusu belgeyi vermeyeceğine ilişkin olarak mahkemeye resmi yazılar gönderdi.
"Adalet Bakanlığı da (benzeri bir yaklaşımla) savcılıklara, MİT'e ait bilgi ve belgelerin açıklanmasının suç teşkil ettiğine dair yazılar gönderdi."
Yargı üzerindeki tehdit
Alptekin, " Adalet Bakanlığı, MİT'e ait bilgi ve belgelerin açıklanmasının suç olduğunu belirterek, yargı üzerindeki tehdidini sürdürüyor. Davanın 22 Mart günü görülecek duruşmasında mahkemenin belgeye ilişkin kararını göreceğiz" diye konuştu.
Dava gerekçesi ve içeriği
Alptekin, söz konusu belgenin dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ile Avrupa Ülkücü Türkler Federasyonu Başkanı Lokman Kondakçı arasında geçen konuşmaları içerdiğini de vurguluyor.
16 Mart Davası'nın önümüzdeki duruşması, 22 Mart günü Sultanahmet Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
16 Mart Katliamı
1978 16 Mart 'ında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde atılan bomba sonucu Hatice Özen, Cemile Sönmez, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt öldürülmüştü . Olaya ilişkin hemen sonra Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açılan davada, tüm sanıklar serbest bırakıldı .
1992 yılında birkaç tanığın ortaya çıkmasıyla avukat Cem Alptekin öncülüğünde bir grup hak arama aktivisti suç duyurusunda bulundu ve dava 1995 yılında yeniden açıldı.
16 Mart davasının 1995'te yeniden açılması, sorumluların cezalandırılmasını sağlamasa da, faillerin üzerindeki sis perdesini, özellikle; Susurluk kazası sonrasında büyük oranda kalkmasını sağladı.
Kamu bilincinde netleşti
Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Sekreteri Tayfun Mater , ise İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu olarak davayı yıllardır takip ettiklerini belirtti.
Mater, davanın kamu bilincinde aydınlandığını ifade ederek, "16 Mart Davası'yla, 1978 yılı 16 Mart'ında Beyazıt Meydanının Ülkücü-faşistler tarafından kana bulandığı , söz konusu çete ilişkilerinin Susurluk'a kadar uzandığı gerçeği kamu bilincinde netleşti" dedi.
Üniversitede 16 Mart anmasında gözaltı
İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü'nde, 16 Mart katliamını, Eczacılık Fakültesi önünde protesto etmek isteyen öğrencilere, bugün(Cuma) polis müdahele etti.
Basın açıklaması yapmalarına izin verilmeyen öğrenciler, polis tarafından dövülerek gözaltına alındı.
(YV/YÖ/NU)