İddia ortak: Türk Ceza Kanunu'nun 159. maddesini ihlal etmek, yani "Devletin Askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif" etmek.
Başlangıç : "Bir tek katliamın belgesini bulamadım"
Ağustos 2001'de yayımlanan "Korku Tapınağı" kitabında "Devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif" iddiasıyla 1 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan gazeteci Celal Başlangıç; "Olsa olsa bir tek katliamın belgesini bulamadım" dedi.
Başlangıç, ifadesinde, kitabının 4 bölümünü teker teker anlattı, hemen bütün yazıların daha önce gazetelerde haber olarak yayımlandığını hatırlattı.
Başlangıç'ın kitapla ilgili açıklamaları:
* Kitapta konu edilen Güçlükonak , Silopi , Lice ve Tunceli Bölgeleri'ne heyet halinde veya tek başıma birçok kez gittim. 18 yıldır Doğu ve Güneydoğu'yu araştıran bir gazeteciyim. Burada yaptığım gözlem ve araştırmalarımı, Cumhuriyet, Demokrasi ve "Radikal" gazetelerinde yazmama rağmen hakkımda herhangi bir dava açılmadı. Tek bir soruşturma ise takipsizlikle sonuçlandı.
Gerçekten korktuğum için
* Kitabın birim bölümü: "Güçlükonak", 11 köylünün yakılarak öldürüldüğü bir katliam
* İkinci Bölüm: "Silopi", İki polisin öldürülmesinden sonra halka uygulanan baskılar, Yeşilyurt köylülerine dışkı yedirilmesi, Derebaşı köyünde köylülerin öldürülmesi ve İki HADEP'linin kaybedilmesi
* Üçüncü Bölüm"Lice Olayları", Devletin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) 4.4 trilyon Türk Lirası tazminat ödemeye mahkum edildiği bir konu. Koca bir yerleşimin yakılıp yıkılması, zorla koruculaştırma uygulandığı ve insanların öldürüldüğü bir olaylar dizisi
* Dördüncü Bölüm: "Tunceli", 1990'lardan sonra yaşanılan köy boşaltmaları, 1993'ten sonra ise uygulanan gıda ambargosu
* Önceleri kitabın başlığını "Korku Tapınağı" koymayı düşünmüyordum. Kitabı bitirdikten sonra tüm tanık olduklarımı bir gözümün önüne getirdikten sonra gerçekten korktuğum için kitabın adı "korku Tapınağı" koydum.
Tuna: Anayasal hak kullandık
Başlangıç, kitaptaki olayların kamuoyunda da tartışıldığını, ulusal mahkemelerde kararlar çıktığını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye'nin yüksek tazminatlar ödemek durumunda kaldığını anlattı.
İletişim Yayınları Sorumlusu Osman Nihat Tuna , Başlangıç'ın aktardığı nedenlerle Korku Tapınağı'nı yayımladıklarını açıklayarak konuştu:
* Düşünce ve basın özgürlüğüne ilişkin Anayasal hakkımızı kullandım .
* Toplatma kararı nedeniyle hem maddi hem manevi olarak mağdur durumdayız. Toplatma kararının kaldırılmasını talep ediyorum .
Adalet Bakanlığı yazınca
Başlangıç'ın avukatlarından Hasip Kaplan ise, Susurluk Davasını onayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin "Terörle mücadele adı altında kurulan yasa dışı örgütlerle" ilgili açıklamasını okudu.
Kitabın incelenmesine rağmen İstanbul'daki savcıların herhangi bir tahkikata gerek görmedikleri, Adalet Bakanlığı'nın yazısı üzerine harekete geçtiklerini bildirdi.
Av. Kaplan dosyaya konulmak mahkemeye çeşitli belgeler sundu. Av. Murat Canu ise, Türkiye'nin kitabın konusu Tunceli'deki olaylarla ilgili AİHM'de görülen davada dostane çözüme gittiğini açıkladı.
Dava avukatları Fikret İlkiz, Ekrem Demiröz, Haluk İnanıcı ve Özgür Bülbül de meslektaşlarının görüşlerine katıldıklarını bildirdiler. Duruşmada sanıklar ve avukatları, kitabın üzerindeki yasağın kalkması ve Başlangıç ile Tuna'nın beraatini istediler. Savcı ise, dosyayı incelemek üzere zaman istedi. Davanın görülmesine 15 Şubat 2002'de devam edilecek.
Gazeteci dayanışması
Duruşmayı izleyen çok sayıda gazeteci arasında, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel sekreteri Turgay Olcayto , TGC eski Başkanı Nail Güreli , Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şube Başkanı Barış Yarkadaş , ÇGD temsilcileri Ertuğrul Mavioğlu , Nevzat Onaran ve Esin Gedik , gazeteciler Ragıp Duran , Oral Çalışlar , Hırant Dink , Ali Bayramoğlu , İpek Çalışlar , Belgin Demirel ile Şanar Yurdatapan , sinema yazarı Vecdi Sayar vardı.
Bayramoğlu : "Görevimi yaptım"
10 Mayıs 2001'de "Sabah" gazetesinde yayımlanan "Ankara'da Kaos" başlıklı yazıda "Askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif" iddiasıyla yargılanan Ali Bayramoğlu , duruşmada hazır bulunurken Sema Uncu katılamadı.
Dava ile ilgili düşünceleri sorulan Bayromoğlu , "Yazımda devletin zirvesindeki çatışmaları ve bu çatışmaların demokrasi üzerindeki sonuçlarını dile getirdim.Bunun gazetecilik görevi olduğunu düşünüyorum. Amacım kamuoyunu bilgilendirmekti. Yazım eleştiri mahiyetindedir. Bu nedenle yazı içeriğinde devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif etme durumu söz konusu değildir. Yalnızca bir değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle suç işleme kastım da söz konusu değildir" dedi.
Bayramoğlu'nun Av. Önder Duran Yıldız , savunma dilekçesini sundu. Davanın görülmesine 15 Şubat'ta devam edilecek. (EÖ/NM)