29 Nisan 2001 tarihinde gözaltına alındı. Sekiz saat gözaltında kaldıktan sonra, intihara teşebbüs edince; İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde iki hafta yoğun bakımda kaldı..
Çocuk Vakfı'nın Çocuk Hakları Merkezi'nin hazırladığı Rapor , bize onu böyle tanıtıyor.
Çocuk Vakfı D.E olayı çerçevesinde şu talepleri gündeme getirdi:
* Onun yoğun bakım ve sonrasına ait tedavi giderleri ilgili kurumlarca karşılanmalıdır.
* Çocuğun bundan sonraki yaşamında, olayın ruhsal bünyesi ve kişiliği üzerindeki etkisini en alt düzeye indirecek bir tedavi alması için ailesi madden ve manen desteklenmeli ve yine tedavi giderleri ilgili kurumlarca karşılanmalıdır.
* Olay hukuki yönden hiçbir karanlık nokta kalmayacak şekilde aydınlığa kavuşturulmalıdır.
Değişik cepheleriyle D.E. Raporu:
Çocuk Vakfı'nın mağdurun yakınlarıyla ve İnsan Hakları İl Kurulu başkanı ve Vali yardımcısı Mehmet Seyman'la yüz yüze ve Bahçelievler Emniyet Müdürü Akın Kızıloğlu'yla telefonla yapılan görüşmeler sonrası hazırladığı rapor değişik cepheleri içeriyor. Bu Rapor değişik anlatımlara yer veriyor.
1. D.E' ve yakınlarının anlatımlarına göre:
* 29 Nisan 2001 Pazar günü, saat 15'00 sularında D.E. ablası Gülsüm Erdoğan'a gitmek üzere evden çıktı. Ablasının evine yüz metre kadar kala D.E bir "dur" sesiyle irkildi. Bağıranın polis olduğunu görünce korktu ve adımlarını hızlandırarak yürümeye başladı. Polisler D.E'ı tuttular ve ellerini kelepçelediler. Üzerinde kimliği yoktu ve "şüpheli şahıs" olarak karakola götürüldü.
* D.E, geç saatlere kadar dönmeyince ve ablasının evine gitmediği de anlaşılınca ailesi endişelenerek olabileceği tüm yerleri soruşturdu ve (...) Yenibosna'daki 75.Yıl Polis Karakolu'na gittiler.
* 75.Yıl Karakolu'nda görevli bir memur, (...) ailenin çocuğun adını vermesi ve tipini tarif etmesi üzerine Döndü Erdoğan'ın üst katta bulunan Bahçelievler Terörle Mücadele (TEM) Şubesinde olduğunu söyledi.
* On dakika sonra gelen diğer bir görevli kim olduklarını, niçin geldiklerini ve nereli olduklarını sordu .Kahramanmaraş'ın bir ilçesinden olduklarını öğrenince "Rezil, şerefsiz Maraşlılar" diyerek hakaretlerde bulundu.
* Biraz sonra D.E'ın diğer üç yakını hakaretlerle yukarıya çıkartıldı.
* Yukarı çıkan yakınlarının gözlemlerine göre, D.E üst kattaki sağ koridorun sonundaki sorgu odasında kendini sağa sola vurarak çığlıklar atıyor ve sürekli polislere küfrediyordu. Bir an Döndü Erdoğan, atlamak için pencereye yöneldi.
* D.E. yakınlarına "Beni burada bunların elinde niye bıraktınız? Bunlar beni öldürecekler" diye bağırdığında, orada bulunan polis memuru her iki elini havaya kaldırarak "Sus, yoksa seni asarım." dedi.
* Şaşkınlık ve korku içerisindeki yakınları bitişik bir odaya alınıp oturtuldular. Yanlarına gelen polis memuruna, "Ufacık bir çocuğu burada neden tutuyorsunuz; on dört yaşındaki bir kız çocuğunun terörle ne ilgisi olabilir?" diye sordular.
* Memur bu soruya, "On dört yaşında olduğunu ben nereden bileyim; adresini söylemedi ki evine götürelim.
* İrfan Erdoğan (babası)bunun üzerine, "Muhtarlığa başvursaydınız tüm bilgileri alabilirdiniz." dedi.
* Polis memuru bu soruyu da "Aklımıza gelmedi" diye cevapladı.
* Ailenin beyanlarına göre, D.E. gözaltına alındığında yanında "hatıra defteri" bulunmaktaydı. Hatıra defterinde,adı, soyadı, yaşı gibi bilgiler de vardı. Defter teslim edildiğinde ailesi, defterin başındaki "14 yaş" yazısının karalanıp "19 yaş" yapıldığını gözlemledi.
* D.E. "elleri arkadan kelepçeli, sandalyede başı öne düşmüş bir durumdaydı. Üstü başı ve saçları darmadağınık bir durumdaydı ve hızlı hızlı nefes alıyordu. Başının üst tarafından alnına doğru bir kızarıklık vardı. Saçlarının dipleri kıpkırmızıydı. Bileklerinde ellerini kelepçeye vurmaktan kaynaklanmış izler, morluklar ve kesikler vardı."
* D.E. kimliği yirmi dakika sonra gelince de bırakılmadı ve yakınlarına G.B.T.'sinin bekleneceği söylendi. "Genel Bilgi Taraması" yapılacak ve sabıkasının olup olmadığı araştırılacaktı.
* G.B.T.'si beklenirken görevli memurlardan D.E. su istedi. Su bardağını kırarak bileklerini kesmeye çalıştı. Bileklerindeki kesikler için hastaneye götürüldü.
* Hastanede yapılan pansuman sonrası saat 01.00 sıralarında Döndü Erdoğan evine götürülebildi. Çocuk şok halinde ve hiç kimseyle konuşmuyordu.
* Başına neler geldiği ile ilgili tüm soruları sessizlikle karşılıyordu.
* Ablasının elbiselerini çıkartmak istemesi üzerine, "Hayır, elbiselerimi çıkartmak istemiyorum" diyerek izin vermedi.
* Abla Gülsüm intihar etmesinden korktuğu kardeşine arada bir bakıyordu. Odanın lambası sönüktü. Bir süre sonra salondakiler bir gürültü duydular. Yerlerinden fırlayınca D.E.'ın pencereden atladığını gördüler.
* Çapa Tıp Fakültesi'ne kaldırılan D.E yoğun bakım servisinde iki hafta yaşam savaşı verdi.
* Çapa'ya gelen polis memurları ve amirleri, önemli bir şeyin olmadığını, yasal şikayet yollarını kullanılmamasını istemişler, bu işi abartmamaları gerektiği konusunda aileye telkinde bulunmuşlardır. Bu arada baba Halil Erdoğan hastaneye gelen polis amiri Akın Kızıloğlu'na bu gözaltının nedenini sorduğunda "Hakkında ihbar vardı" cevabını almıştır.
* 12.05.2001 tarihinde polis memurları, baba Halil Erdoğan'ın evine gelmişler ve birtakım imzalar için aile üyelerinden bazılarını karakola çağırmışlardır. Aile üyelerinin imzalamayacaklarını söylemeleri üzerine de bir takım küfür, hakaret ve tehditlerle gözdağı vermeye çalışmışlardır.
2. İlçe Emniyet Müdürü Akın Kızıloğlu'nun anlatımına göre:
* Olayın olduğu gün, 155 servisinden yönelen "çantasında örgütsel dökümanlar olan eşkali verilmiş bir kadınla ilgili" bir anons üzerine, ilçe emniyet birimleri harekete geçti.
* Alınan şüpheli Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldü. Çantasında Ahmet Kaya, Grup Yorum'un kasetleri ve Yılmaz Güney'in kartpostalları çıktı ve örgütsel dokümanlara rastlanmadı.
* Şüpheliyi rahatlatmak için çay ve sigara ikram edildi. Şüpheli, kimliği ile ilgili hiçbir bilgi vermedi. 1.70 boylarında 80 kg. civarındaydı ve 19 yaşında biri görünümü vardı.
* Canlı bomba olayı söz konusu olabileceği halde şüpheliye kelepçe takılmadı.(Bayan memur olmadığından şüphelinin üzeri aranamadı.)
* Şüpheli, yöneltilen hiç bir soruyu yanıtlamadığından, konuşturulması için uygun bir ekip gönderilmesi için Vatan Terörle Mücadele Şubesine haber verildi. Sonra şüpheli, yakınları geldiğinde onların yanında taşkınlık yapmaya başladı. Bu arada bardakla ellerini kesti. Hastaneye götürüldü ve pansuman yapıldıktan sonra ekip arabasıyla evine götürüldü. Kendi yakınlarının arabasına binmek istemediğinden ekip arabasıyla evine bırakıldı.
* Bu arada ilgili ihbarı yapanın, şüpheli D.E. olduğu tesbit edildi.
3. Çocuk Vakfı'nın Hukuksal Değerlendirilmesi
Çocuk Vakfı / Çocuk Hakları Merkezi'nin Olayla İlgili Hukuksal
Değerlendirmesi'nde ise şöyle deniyor:
* "....ailenin beyanları çerçevesinde, aileye gözaltına alınmayla ilgili bilgi verilmemiş, uzun süre gözaltında tutma söz konusu olmasına rağmen D.E. savcılığa çıkarılmamıştır.
* Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin 18. maddesi gereğince, "on sekiz (18) yaşını doldurmamış olanlar yakalandığı zaman yakınları ile müdafie haber verilerek DERHAL CUMHURİYET SAVCILIĞINA SEVKEDİLİRLER."
* Oysa D.E, On dört (14) yaşında olmasına rağmen gözaltına alınmış , somut hiçbir suç delili olmamasına rağmen 8 saat sebepsiz olarak karakolda göz altında tutulmuş ve savcılığa sevk edilmemiştir. (NU)