*Fotoğraf: Diyarbakır İHD
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla düzenlediği eylemin 697’ncisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapıldı.
Bu hafta Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 1992 tarihinde katledilen 13 yaşındaki Serhat Kazak’ın faillerini soruldu.
"Gazetecilere baskı arttı"
Haftanın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, 16 Haziran günü tutuklanan 16 Kürt gazeteciyi hatırlattı ve şöyle dedi: “Kayıplarımızı ararken, hak ihlallerine karşı mücadele ederken bizi yalnız bırakmayan, sesimizi duyuran, hak arayışımızı görünür kılan, basın emekçilerine yönelik yargının baskısı arttı.
"Gazetecilerin yanındayız"
“ Yurttaşların özgür ve doğru habere ulaşmasını sağlayan, bin bir emekle her şartta haberi bizlere ulaştırmaya çalışan Kürt gazetecilere yönelik artan yargısal baskı ile halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü engelleniyor.
“Buradan bir kez daha yineleyelim, ‘gazetecilik suç değildir’. Siz değerli basın emekçilerine de teşekkürü bir borç biliriz. Gerçekleri karanlıkta bırakmayan, hakikati topluma bir sorumluk olarak sunan gazetecilerin yanında olduğumuzu ve İHD olarak bu davanın yakın takipçisi olacağımızı belirtmek isteriz."
"Serhat ilkokula gidiyordu"
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz, haftanın açıklamasını yaptı ve Hakkari-Şemdinli’de henüz 13 yaşındayken katledilen Serhat Kazak’ın hikayesini okudu:
“13 yaşındaki Serhat Kazak, ilkokul son sınıfa gidiyordu. O dönem Şemdinli’ye yeni gelen Özel Harekât Timleri Serhat’ın okuduğu Cumhuriyet İlköğretim Okulunun bodrum katında kalıyorlardı. Serhat bir gün okula giderken boynuna ve beline sarı, kırmızı, yeşil renklerden yapılmış bir puşi bağlar.
“Serhat’ı bu şekilde gören dönemin İlçe Kaymakamı, Özel Harekât Timlerine seslenerek “Bu çocuğun boynundaki paçavraları sökün” der. Ancak Serhat bu duruma direnerek “Ben Kürdüm ve bunları çıkarmayacağım” deyip oradan ayrılır.
"Cesedi duvar dibinde bulundu"
“Bu olaydan kısa bir süre sonra bir gün okul çıkışı Serhat yanında Halit adlı bir arkadaşıyla birlikte evlerine gitmek üzere okuldan ayrılırlar. Akşam saati olmasına rağmen Serhat eve gitmez ve ailesi merak edip ilçedeki tüm akrabalarının evlerini arar ancak Serhat’ı bir türlü bulamaz.
"Ertesi gün amcası Hayrettin Kazak, sabah erken saatte Yüksekova’daki akrabalarının evine gider ama Serhat oraya da gitmemiştir. Serhat’ın amcası hemen Şemdinli’ye geri döner. Aynı gün saat 10.00 sıralarında Serhat’ın küçük kardeşi dışarıda bağırır. Serhat’ın cesedi evlerinin duvar dibine atılmıştır.
"Özel harekat timleri cesedi attı"
“Ailenin anlatımlarına göre; O civarda bulunan Hakkârili inşaat işçileri, Özel Harekât timlerini Serhat’ın cesedini atarken görürler ancak işçiler korktukları için bu duruma sessiz kalırlar.
"Yetkililer ise aileye Serhat’ın elektrik direğindeki elektrik akımına kapılarak öldüğünü söylerler. Ailenin beyanına göre bahsedilen elektrik direği yetkililerin söylediği şekilde demir bir direk değil, PTT’nin Telefon hatlarında kullanılan ve ağaçtan yapılmış bir direktir. Ayrıca uzun süreden beri elektrik bağlı olmayan bir direktir.
"Okul bodrumunda işkence izleri vardı"
“Serhat’ın cansız bedeninin bırakıldığı olay yerine Cumhuriyet Savcısı, İlçe Kaymakamı ve dönemin milletvekili Mustafa Zeydan gelir. Serhat’ın amcası, savcıya yeğeninin Özel Harekât Timlerince öldürüldüğünü söyler. Özel Harekâtçıların kaldığı okul bodrumuna gittiğini ve orada Serhat’a verilen elektrik kablosu, kan izleri, yüksek elektrik etkisiyle kopan saçlarını dahi gördüğünü söyler.
"Otopsi bile yapılmadı, aile tehdit edildi"
"Ancak herhangi bir işlem yapılmaz. Olaydan sonra öldürülen Serhat’ın cesedine otopsi işlemi de yapılmaz. Serhat’ın babası Şerafettin Kazak o dönem Almanya’da çalışmaktadır ve olaydan sonra gelip otopsi yaptırtmak ister ancak aile dolaylı olarak tehdit edilmeye başlandığından can güvenlikleri olmadığı için otopsiyi yaptıramazlar. O tarihten beri Serhat Kazak dosyası faili meçhul olarak raflarda yerini alır."
Açıklama, faili meçhul bir şekilde öldürülen Serhat Kazak ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için bir dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
(RT)