"Üç buçuk aydır tecritte ve gözaltında tutuluyorum. Bir sonraki duruşmaya kadar dört ay dolacak. [...] Neden hapsedildim? Neden tecritteyim? Ve neden maksimum güvenlik önlemlerine tabi tutuluyorum? Birçok sorum var ama hiçbirinin yanıtı yok. Beni neyle suçluyorlar? Kimse bilmiyor."
Uluslar arası Af Örgütü'nün konuyla ilgili açıklaması, New York, Brooklyn Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde göçmenlik ihlali nedeniyle tutulan birinin yazdığı mektuptan yapılan bu alıntı ile başlıyor.
Keyfi gözaltılar
UAÖ dün yaptığı açıklamada şu noktalara dikkat çekildi:
* 11 Eylül saldırılarının üzerinden geçen 6 ay içinde ABD'de önemli sayıda kişi gözaltına alındı ve bu kişiler uluslararası hukukta belirtilen bazı temel haklarından mahrum bırakıldı ve görünürde birçoğu keyfi gözaltında tutuldu.
* UAÖ, çok sayıda avukat, tutuklu ve yakınları ile yaptığı görüşmelere ve iki hapishaneye yaptığı ziyaretlere dayanan araştırmasının ardından hazırladığı bir raporda, ABD'de 11 Eylül sonrası gözaltılarla ilgili kaygılarını detaylı olarak dile getirdi.
Müthiş bir gizlilik perdesi
* Bu gözaltılar müthiş bir gizlilik perdesiyle örtülü ve bu, ihlal için bir potansiyel yaratıyor.
* Araştırmalarımız, insani muamele görme hakkı, gözaltına alınma nedenlerini bilme hakkı,vakitlice bir avukatla görüşme hakkı, gözaltının yasallığına karşı çıkma hakkı ve aksi kanıtlanıncaya kadar masum sayılma hakkı gibi temel hakların ihlal edildiğini doğrulamaktadır.
Ağır prangalama...
* Zalimane muamele bilgileri arasında uzun süreli tecrit, görüş sırasında ya da mahkemeye götürülürken, tutulanların ağır biçimde prangalanmaları ve yeterli egzersiz yapma olanağının olmaması var.
* Lübnan uyruklu Rabid Haddad, turist vizesinin dolmasına rağmen ülkede kaldığı gerekçesiyle, 14 Aralık'tan beri Chicago Metropolitan Tutukevi'nde tecritte tutuluyor. Buradan yazdığı mektuplara göre, dışarıyı görmemesi için hücre pencereleri beyaza boyalı; hücresinden yaklaşık 10 adım uzakta olan güvenli duşlara götürülürken kelepçeleniyor ve ayda sadece bir kez 15 dakikalığına ailesiyle telefon görüşmesi yapabiliyor.
* UAÖ 11 Eylül tutuklularının düzenli olarak, mahkemeye götürülürken prangalanmalarından da kaygı duymaktadır. New York'taki Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde (MGM) tutulanlara göçmenlik yargıcına çıkarıldıklarında tam pranga takılıyor (tesis içinde gerçekleşen duruşmalar sırasında). Bu, uluslararası standartlara doğrudan aykırı bir uygulama.
Aylarca tutulanlar var...
* Tutulanların birçoğunun, normalde gözaltına alınmayacakları ve rutin vize ihlalleriyle suçlandığı düşünüldüğünde, içinde bulundukları sert cezalandırıcı koşulların yoğun olarak dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
* Göçmen ve Vatandaşlık Bürosu'nda tutulanlardan bazıları, güvenlik işlemlerinin "temizlenmesinden" sonra FBI tarafından haftalarca veya aylarca tutulmaya devam etmektedir.
* UAÖ, ülkeden gönüllü ayrılış, kendi ülkelerine dönüş günleri ilan edilmiş ya da kefalet bedeli belirlenmiş ve karşılanmaya hazır olmasına rağmen, tutulmakta olan kişiler olduğuna dair rahatsız edici bilgiler almıştır.
* UAÖ hükümetin yurttaşlarını olası güvenlik tehditlerine karşı korumak için gereken tüm önlemleri alma yükümlülüğünü kabul etmekle birlikte, Göçmen Bürosu'nun kriminal araştırmalar sırasında gereken koruyucu önlemler olmaksızın kişileri güçsüz kanıtlara dayanarak tutmasından kaygı duymaktadır.
Çağrı yapıyoruz... Şunun için...
* UAÖ ve diğer insan hakları grupları tarafından Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası'na dayanarak açılmış olan davada da talep edildiği gibi, gözaltılarla ilgili, halen tutulanlar, serbest bırakılanlar ve sınır dışı edilenleri içeren listeler de dahil detaylı bilginin açıklanması; yakalanan ve gözaltına alınan herkese insanca muamele yapılmasının sağlaması ve uluslararası hukukça belirtilen haklarının sağlanması ve hiç kimsenin ciddi insan hakları ihlallerine uğrama riski taşıdığı bir ülkeye geri gönderilmemesi için çağrı yapıyoruz.
* UAÖ ayrıca New York'taki Metropolitan Gözaltı Merkezi koşullarıyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapılmasını da talep etmektedir. Merkezde birçoğu rutin vize ihlalleri nedeniyle tutulan yaklaşık 40 kişinin (genellikle tecrit hücrelerinde) günde 23 saat ya da daha uzun sürelerce tecrit edildiği veya hapsedildiği ve başka mahrumiyetlere maruz kaldığı bildirilmektedir. UAÖ'nün bu tesisi ziyaret talebi federal yetkililerce reddedildi.
UAÖ'nün verdiği "ön bilgi"
Olası zanlıları bulmak için yapılan taramalar sırasında, çoğunluğu Müslüman ve Orta Doğu ülkelerinden ve erkek olan 1,200 üzerinde ABD yurttaşı olmayan kişi gözaltına alındı. Bunlar arasından yaklaşık 300 kişinin Göçmen ve Vatandaşlık Bürosunda (INS) tutulduğuna ve bilinmeyen sayıda kişi de aylarca gözetim altında tutulduktan sonra, sınır dışı edildi ya da kefaletle serbest bırakıldığına inanılıyor .
11 Eylül'den kısa bir süre sonra çıkarılan bir "geçici yasa", Göçmen ve Vatandaşlık Bürosu'nun kişileri gerekçesiz olarak 48 saat ya da "aciliyet ya da diğer olağanüstü koşullar sırasında" belirlenmemiş ek süre boyunca tutmasına izin veriyor.
UAÖ 11 Eylül'ün ardından yakalanan kişilerin 48 saatten daha fazla alıkonduğunu (36 kişi bir ay ve daha fazlası da 50 güne kadar bir gerekçesiz olarak) gösteren belgeleri inceledi.(NU)