10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, firari sanıklar yönünden devam eden davanın 24 Nisan, saat 10.00’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmasına çağrı yaptı.
10 EKİM KATLİAMI DAVASI
“Gübre ihbarının üstü örtülmeseydi, katliam gerçekleşmeyecekti”
Bugün yaptıkları yazılı açıklamada, kamu görevlilerinin ihmal ve sorumluluğuna bir kez daha dikkati çektiler:
“Yıllardır verilen hukuk mücadelesi; katliamın aydınlatılması yönünde çok önemli bilgi ve belgelerin açığa çıkarılmasını sağladı. Katliamın hemen öncesinde faillerin tespit edildiği ancak buna karşın engellenmediklerini gösteren resmi deliller açığa çıkmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştı.
Dava dosyasına her gelen belge, özellikle kamu görevlilerinin ihmal ve sorumluluklarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Yakın zamanda dava dosyasına giren belgeler de engel olmamanın bir adım ötesini gösteriyor.
Kamu görevlilerinin ve dolayısıyla devletin katliamdaki rolü ve sorumluluğunu gösteren yeni delillerin de tartışılacağı ve kamuoyuyla paylaşılacağı 10 Ekim Katliamı davasının duruşmasına sizleri çağırıyoruz.”
"Kamu görevlileri tanık dahi olmadı"
Davanın müdahil avukatlarından Senem Doğanoğlu, katliamın yıldönümünde bianet’e yaptığı açıklamada, tutuklu sanıklar yönünden sona eren davada mahkemenin, yargılamayı sadece yakalanan IŞİD militanlarıyla sınırladığını, araştırma taleplerinin cevapsız kaldığını ve mahkemenin kendilerine “Bu kadarına razı olun” dediğini söylemişti.
10 EKİM KATLİAMI
“Katliam davasında hüküm giyen bazı IŞİD’liler aramızda dolaşıyor”
Katliamda sorumluluğu veya ihmali ortaya çıkan, hatta müfettiş raporlarına konu olan kamu görevlilerinin ise mahkemeye tanık olarak dahi çıkarılmadığını ekledi:
“3 Ağustos 2018 tarihinde yani tutuklu olanlar hakkında bir karar verildiğinde mahkeme şunu söyledi: ‘Biz 9'u katliamdan sorumlu olmak üzere 19 IŞİD militanı hakkında kararı verdik ve bizce dava bitti. Beyaz ayakkabılı intihar bombacısını takip ettik, katliam anını çözdük, halen kendisini tespit edememiş olsak da ilişkide olabilecekleri de çözdük. Sonrasını ve öncesini de yargılamayacağız, bununla yetinin. Bundan sonrası yakalamadıklarımızın yargılaması olacak.’ Kısacası bu sonuca razı olun, dendi.
En temel olarak, katliamda devletin sorumluluğu açıkça ortaya çıkmış olmasına rağmen bir tek kamu görevlisi tanık olarak bile mahkemenin, dolayısıyla kamunun huzuruna getirilmedi. İçişleri Bakanlığı Müfettişlerince olaya ilişkin hazırlanan Mülkiye Müfettişleri Raporu sadece Ankara ile sınırlı olsa da birçok kamu görevlisinin bu katliamda ihmali olduğunu ortaya koyuyordu. Buna rağmen mahkeme heyeti ve savcılık bu kişilerin davamıza sanık olarak dahil edilmesi hususunda çok sert bir duvar ördü.”
(AS)