4.12.2004 kabul tarihli 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 157 inci maddesine göre "Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir." Yani "soruşturma gizlidir"
Örneğin bir suça ilişkin ihbar veya şikâyetler üzerine soruşturma başlatılması gizlidir. Cumhuriyet savcısı ihbar alırsa veya örneğin basından bir suç işlendiğini öğrenirse derhal soruşturma açacaktır. Savcı bu durumda kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek ve ayrıca suç işlediğinden şüphe edilen kişinin de haklarını korumak amacıyla maddî gerçeği araştırmaya başlayacaktır.
Savcılık adil bir yargılamanın yapılabilmesi için her türlü araştırmayı yapacak, emrindeki adlî kolluk görevlileri eliyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına alacaktır. Gerekirse kamu görevlilerinden bilgi isteyecektir.
Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin edeceklerdir.
Soruşturmanın bu aşamaları "gizlidir". Şüphelinin ifadesinin alınması veya sorgusu, tanık ve bilirkişinin dinlenmesi veya bir keşif ve muayene işlemleri gizlidir. Cumhuriyet savcısının istemi halinde ve bazı durumlarda aynı "gizli" işlemleri sulh ceza hâkimi de yapabilecektir.
Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılacaktır. Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının emirlerini yerine getireceklerdir.
Üzerinde çok tartışılan ve kanımca "yeterli" olmayan bir düzenleme ile getirilen "Adlî kolluk" hakkındaki hususlar CMK'un yürürlüğe gireceği 1 Nisan 2005 tarihinden itibaren 6 ay içinde Adalet ve İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Bu yönetmelik üzerinde düşünülmelidir.
CMK'un 168 inci maddesine göre; olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan adlî kolluk görevlisi, bunların yapılmasına engel olan veya yetkisi içinde aldığı tedbirlere aykırı davranan kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan men edebilir. Yasa böyle bir yetki vermektedir.
1 Nisan 2005 tarihinden sonra televizyon kameralarının "olay" yerinde çekim yapmaları veya suça konu olayı görüntülemeleri sırasında; gazeteciler soruşturmayı tamamlayamaya engel sayılabilir.
Adli kolluk kendi işlemlerini tamamlayıncaya kadar görevlerini yapmaya engel olan kişilere karşı, "zor kullanma" ve "men etme" yetkisine sahiptir. Gazeteciler "zor kullanılarak men edilme" ile karşılaşabilirler. Adli kolluğun bu işi de "gizlidir".
Açılan davalarda duruşmalar nasıl yapılacaktır? Eğer sanık onsekiz yaşını doldurmamışsa duruşma kapalı yapılacaktır. Bu kuralın dışında duruşmalar herkese açıktır (CMK Md 182 ve devamı).
Ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilecektir.
Örneğin kamu güvenliği nedeniyle duruşmanın açıklığının kaldırılması istenirse; isteğin karara bağlanacağı oturum da "kapalı" yapılabilir. Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanacaktır.
Ayrıca eğer açık duruşmanın içeriği, millî güvenliğe veya genel ahlâka veya kişilerin saygınlık, onur ve haklarına dokunacak veya suç işlemeye kışkırtacak nitelikte ise; mahkeme, bunları önlemek amacı ile ve gerektiği ölçüde duruşmanın içeriğinin kısmen veya tamamen yayımlanmasını yasaklayabilir.
Bu kararını da açık duruşmada açıklar. Kapalı duruşmanın içeriği hiçbir iletişim aracıyla yayımlanmayacaktır. Bu açıkça "yayın yasağı"dır. Artık "herkese açık" duruşmada ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasaktır.
CMK Madde 183'e göre adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamayacaktır. Bu hüküm, adliye binası içerisinde ve dışındaki diğer adlî işlemlerin icrasında da uygulanacaktır.
Gizliliği ihlal ederseniz veya kapalı oturumu yayınlarsanız ne olur? 1 yıl 6 ay ile 4,5 yıl arasında hapis cezası alırsınız. Yeni Türk Ceza Kanunu Madde 285'e göre soruşturmanın gizliliğini veya kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini ihlal eden kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
Gazete, radyo ve televizyon veya İnternet'teki web sitenizde yayın yaparsanız; yani suçu basın yayın yoluyla işlerseniz cezası yarı oranında artırılarak verilecektir.
Ayrıca aynı maddeye göre soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerin yayınlanması halinde altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilecektir. Suçlu olarak damgalamak ne demekse?
Gazeteciler ektiklerini mi biçiyorlar acaba? İğneyi kendilerine, çuvaldızı başkasına batırsınlar. Artık gazeteciler olay yerinde veya sanıkların adliyede veya duruşmada çekilmiş görüntülerini haber yapamaz ve yayınlayamazlar.
Onun yerine papatyaları, çiçekleri kameraya çekip haber yapabilirler. Televizyonlar; duruşmalar, sanıklar, adliye binaları, koridorları, adliyede adalet bekleyen insan görüntüleri yerine; yolları karla kaplanmış adliye sokaklarını, gözlü bağlı adalet tanrıçası heykelini gösterirler artık.
Gazeteciler yeni adliye binalarının açılış törenlerinde kırmızı kurdele kesen Bakanların fotoğraflarını çekebilirler. Bu haber olur ve yayınlanabilir. Ancak artık duruşmalarda görüntü almak, fotoğraf çekmek, yayın yapmak yasaktır ve suçtur. Ayrıca bu yasak; 1 Nisan şakası da değildir... (Fİ/NM)