İçişleri Bakanı Beşir Atalay, hükümetin "demokrasi açılımı" adını verdiği Kürt sorununu çözme girişimlerinin seyriyle ilgili bilgi verdi.
Atalay, İçişleri Bakanlığı'ndaki basın toplantısında, eşgüdümünden sorumlu olduğu süreçte, beş siyasi partiyle, 22 sivil toplum örgütüyle, 11 meslek örgütü ve sendikayla görüştüğünü, bireysel görüşmeler de yaptığını, ayrıca kamuoyu araştırmaları yaptırdıklarını anlattı; herkesin "terörün bitmesini ve demokrasi standartlarının yükselmesini istediğini" gördüklerini söyledi.
Erdoğan açıklayacak
Atalay'ın verdiği bilgilere göre, süreç bundan sonra şöyle işleyecek:
- Farklı kesimlerle çözüm önerileri üzerine görüşmeler sürecek. Konuyu çalışan üniversitelerle de görüşülecek.
- Özellikle İran, Irak ve Suriye'yle diplomatik görüşmeler yapılacak.
- Atalay'ın başkanlığında bir çalışma grubu öneri, düşünce ve verileri çalışacak.
- Kısa-orta-uzun vadeli adımları içeren sonuç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulacak.
- Erdoğan, Atalay'ın deyişiyle hükümetin "tekliflerini", 1 Ekim'deki açılışından sonra Meclis'te açıklayacak.
Hedef kanın durması, demokrasinin ve refahın artması
Atalay, "25 yıllık terörü sona erdirecek proje" diye nitelediği açılımla hedefledikleri sonuçları da şöyle özetledi:
"Açılımın sonunda terör sona erecek, Türkiye huzura kavuşacak. Kan ve gözyaşı duracak. Gözyaşı döken analara yenileri eklenmeyecek. Beraberlik ve kardeşlik duygularımız daha da pekişecek. Kalkınma ve mutluluk için daha fazla kaynak ayrılacak. GAP, Konya ovası projesi gibi hayati derecede önemli projelerin tamamlanması gerçekleşecek. Vatandaşların aidiyet bağı güçlenecek. Herkes kendini devletin eşit ve özgür vatandaşı hissedecek. Farklılıklar ayrışmanın değil, zenginlik ve birlikteliğin kaynağı olacak. Demokrasimizin standardı yükselecek. Önümüzde yine Kopenhag kriterleri var. Demokratikleşerek ve özgürlük alanını genişleterek terör sorununu çözen Türkiye dünyaya örnek olacak. İç meselelerini çözen Türkiye her bakımdan cazip, bölgesinde daha etkili küresel aktör olacak. Çabalarımız her insanımızın demokratik standardının ve refahının yükselmesine yönelik. Toplumun tüm kesimlerini kucaklamaya çalışıyoruz. Kimseye, ayrıcalığa izin vermeyiz. Bu bir bölgenin değil Türkiye'nin sorunu. Bunlar dışında gizli bir gündemimiz, siyasi hesabımız yok."
İpuçlarını verdi
Atalay bu süreçte her konunun tartışılabileceğini, en aykırı düşüncelerin de dile gelebileceğini, bunun olumlu olduğunu söyledi; açılımla ilgili bazı sınırları da dile getirdi.
Bölünme korkusundan kurtulun: " Muhalefet veya bazı kesimler bizi içeriği açıklamamakla suçluyor. Diğer yandan ülkeyi böleceğini, üniter devleti yıkacağını, yeni azınlıklar yaratacağını söylüyorlar. Görüşüp anlatamadık, bilmiyorlar ama bunları söylüyorlar. Bölünme sendromundam kurtulmamız gerek. Bin yıldır birlikte yaşayan milletimizi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Çatışma lobisinin değirmenine su taşımakta vazgeçmeleri gerekiyor. Üniter devletin sürekli gündeme getirilmesi özgüven eksikliği. Devletin bütünlüğü, milletin birliği, ay yıldızlı bayrağı, İstiklal Marşı'nı, Türkçe'nin resmi dil olmasını tartışmıyoruz. Bunları veri kabul ediyoruz. Remi dilimiz, eğitim dilimiz Türkçe'dir. Bu konularda hiçbir açıklama yapmadık. Hepsini kılı kırk yararak çalışıyoruz."
Gerçekleşmeyecek beklentiler yanlış: "Mutabakat zemini ne kadar geniş ve güçlü olursa çözümün doğuracağı memnuniyet de o kadar fazla olur. Kimse kaygıya kapılmasın. Devletin temel hassasiyetleri, milletimizin duyarlılığı dikkate alınıyor. Açılımın gerçekçi olması, Türkiye'nin dinamiklerini ve hassasiyetlerini gözetmesiyle mümkün. Gerçekçi olmayan beklentiler, sürece karşı çıkmakla eşanlamlı. Toplumsal kabule mazhar olmayacak önerileri gündeme getirmek de doğru değil. Birçok şey konuşulabilir ama belli hassasiyet ve kaygıları da aynı duyarlılıkla ele alıyoruz."
PKK militanlarına af: "Af diye bir kavramı hiç zikretmedik, etmiyoruz. Ama bu işin başı silahların bırakılması ve tasfiye. Bunun için çok çalışmak gerekiyor. O manada bütün alternatifler üzerinde de çalışılıyor."
Anayasa: "Bütün ziyaret ettiğimiz kurluuşlar, sivil olmayan bu anayasanın değişmesini istedi. Değişiklik şu an gündemimizde yok. Ama anayasanın değişmesiyle ilgili Türkiye'de çok yüksek bir talep var. İnşallah parlamentomuz bunu dikkate aır."
"Çözümün parçası olun"
Atalay Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'yle (MHP) görüşme taleplerinin sürdüğünü, ancak iki partinin kendilerine kapıyı kapatmasının üzücü olduğunu söyledi; "Artık eski alışkanlıklarımızı terk edelim, kendi insanımıza kurumlarımıza güvenelim. Açılımın arkasında yabancı el aramaktan vazgeçelim. Meseleyi biz çözeceğiz. Özgüven ve kararlılığa saygı duyalım. Bilgi sahibi olmadan üretilen siyasi polemiklerin ülkemize yararı yok. Süreç politik kaygılarla, hesaplarla, günlük politikanın diliyle ele alınmayacak kadar önemli. Siyaset üstü mesele olarak görmek gerekir. Tüm siyasi aktörlere çağrıda bulunuyorum: Sorunun değil, çözümün parçası olun. Siz de katkıda bulunun. Mesele hepimizin meselesi. İktidar muhalefet, devletin tüm kurumları ve toplumun tüm kesimleriyle çözmek tarihi sorumluluğumuz. Önünü tıkayanları millete havale ediyoruz" diye konuştu.
Atalay, süreç boyunca basının tavrını da çok olumlu bulduğunu dile getirdi; desteğn devamını istedi. (TK)