Hedef Gazetesi ve Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Vahap İş, Nusaybin'de 25 Temmuz'da haber izlerken darp edilerek gözaltına alındığı gerekçesiyle Nusaybin Savcılığı'na sorumlu polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Gazeteci, şikayet dilekçesinde, gözaltına alındıktan sonra İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğünü ve bir polisin kamerasını elinden alırken parmağını kırdığını ve hakaretlere uğradığını savundu. İş'e 10 gün iş göremez raporu verildi.
Polis çocuğu darp ediyor, çekmek yasak!
Gazeteci, çatışmada öldürülen PKK'lilerin cenazelerine işkence yapıldığı iddialarıyla ilgili Nusaybin'de düzenlenen protesto eylemlerini görüntülemek istiyordu. İş, müdahalenin sivil polislerin bir çocuğu darp etmesini görüntülediği sırada kendisine müdahale edildiğini ve polislerce haber malzemelerine el konulduğunu belirtti.
"Yaptıklarının yasal olmadığını belirttim ama..."
Hakaret ve küfürlerin Emniyet'te de devam ettiğini iddia eden İş, kamera ve makinesini alabildiğini ancak çektiği görüntülere polisin yasa dışı şekilde el koyduğunu ve kendisine ses kayıt cihazının geri verilmediğini savundu:
"Şirin Bulvarında kolluk kuvvetleri ile çocuklar arasında kargaşa vardı. Görüntü almaya başladım. Bu esnada sivil polislerden biri kamerama yumruk attı. Çocuklardan bir tanesini yakalamaları üzerine çekim yapmaya devam ettiğim sırada polisler üzerime yürüdü ve küfür edip beni çekiştirmeye başladılar.
"Gazeteci olduğumu söyledim. Çocuk dövülmeye devam edildiğinde onların arkasından gittim. Kaydettiğim görüntüleri almaya çalıştılar. Savcılık izni olmadan kayıtları kendilerine teslim etmeyeceğimi belirttim. Çevik kuvvet, boynumda asılı duran fotoğraf makinesinin ipinden tutarak sağ ve sol kollarıma girerek beni ara sokaklardan birine aldılar. Küfür etmeye ve beni saçımdan tutup, tekme atıp darp etmeye başladılar. Dört-beş polis elimde bulunan ve kayıtta olan kameramı almaya çalıştılar.
"Yaptıklarının yasal olmadığını, savcılık izni olmadan kamerayı kendilerine teslim etmeyeceğimi söylemem üzerine zor kullanmaya başladılar. Kamerayı bırakmayınca parmağımı bükerek kameramı aldılar." (EÖ)